Ankara'da Kızılay minibüsündeyim. Önümde yaşlı bir kadın ve iki torunu var. Çocuklardan erkek olanı haşarı mı haşarı, ele avuca sığmıyor. 7 yaşlarındaki kız çocuğu ise birkaç yaş büyük abisine göre daha uslu daha çekingen ve daha sevimli.
Minibüsün hareket etmesiyle yaşlı kadın "hadi oğlum Uzay! ver paramızı şoför abiye" diye torununu cesaretlendiriyor. "Kızım Yıldız, sen de tutun bakiyim şuraya!"…
Yaşlı kadına kulak misafiri olunca oğlu ve gelinin isimlerini merak etmiyor değilim. Gökyüzüne sevdalı oldukları açık.
Uzay, Yıldız derken başımı camdan dışarıya sokağa çeviriyorum. Işıklarda, dönerci açılış var. Astronot kıyafetli biri ile Tweety (Sarı civciv) maskotlu biri davetlilere broşür dağıtıyor. Hayda! Bu kadar da olmaz diyorum.
Arkadan uzun bir dottt! sesi ile irkiliyoruz. Yeşil ışık yanmış! Şoför "öldün mü be adam!" diye söylene söylene basıyor gaza. Biz yolumuza devam ediyoruz.
Kısa bir süre sonra minibüsten iniyorum. Önce gökyüzüne bakıp sonra "biz ne ara kafayı bu kadar gökyüzüne taktık" diyorum. Sonra yürümeye devam.
Uzay yarışında bugün alınan kararlar bir ülkenin gelecek asırlarını belirliyor. Gökyüzünde lider olan Uzayında lideri oluyor. "Gökyüzüne kafayı takmak aslında çok iyi" diye mırıldanıyorum. Çünkü ABD, Rusya, Çin, gibi ülkeler bu alandaki çalışmalarıyla öne çıkıyor. Fransa, İtalya ve Japonya gibi gelişmiş ülkeler de Uzayın sırlarını ve nimetlerine ulaşmayı hedefliyor.
ULAŞTIRMA BAKANI İLE TÜRKSAT 6A'YI KONUŞTUK
Günler sonra Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu'ndan bir davet alıyorum. TUSAŞ tesislerinde TÜRKSAT 6A'yı görebileceğimizi öğreniyorum. Ve buluşma vakti, gel de heyecanlanma!
Bakan bey her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. konuya hakim olmasına ise şaşırıyor ve imreniyorum. 'Uzay Vatan' diye giriyor konuya, "Türkiye Uzay'da bağımsız olacak" diye de ekliyor.
TÜRKSAT 6A yerli imkânlarla geliştirilen bir haberleşme uydusu. Bunu dünyada kendi tasarlayıp üretebilen sadece 10 ülke var. İşte o ülkelerden biri de biz olduk. Yaklaşık 4,5 ton ağırlığında. Her santiminde Türk mühendis ve teknisyenlerinin alın teri, emeği ve sevdası var.
TÜRKSAT 6A dünyamızdan tam 36 bin km ötede yörüngeye oturacak. 15 yıl ömrü olan TÜRKSAT 6A'nın Temmuz ayında uzaya fırlatılmasıyla Uzaydaki aktif uydu sayımız 9 olacak. Başta internet olmak üzere haberleşme kalitemiz ve kapsama alanımız artacak. 5 milyar insana ulaşabileceğiz.
GERÇEK TÜRK BİRLİĞİ UZAY'DA MI KURULACAK?
Bakan Abdülkadir Uraloğlu'na, 2021'de İstanbul'da Türk Devletleri Teşkilatı 8. Zirvesi'nde, Türk devletleri ile uzay iş birliği anlaşmasında mutabık kalındığını hatırlatıp, Türk devletleri bu uydumuzu kullanacak mı? diye sordum. Kullanılacak dedi. İş birliğinin artacağını anlattı. Kim bilir belki de Türk birliği gerçek manada Uzay'da kurulacak. Ortak uydular üretilip, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan'ın kullanımına sunulacak.
Uydu verilerinin ortak kullanımı; ortak bir uydunun tasarlanması, Üretilmesi ve ortak fırlatma kabiliyeti olanakları üzerinde çalışmaları görebileceğiz.
Belki de aya çıkacağız! Son 10 yılda Çin, Hindistan ve İsrail'e ait araçlar Ay'a inmeyi denedi. Bunlardan sadece Çin iki araçla başarılı oldu. Hindistan ve İsrail'in denemeleri başarısız oldu.
Dünyaya en yakın mesafede bulunan Ay'da bol miktarda kalsiyum, titanyum, demir, magnezyum ve diğer mineraller ile oksijen ve roket yakıtında da kullanılacak hidrojen bulunuyor. Uzaya ve uzaydaki kaynaklara erişmek için geç değil. Bu bilim ve teknolojide sürekli ilerlemekle mümkün.
Yapılamayacak şey yok. Bâyezid-i Bistâmi'nin dediği gibi "Her Arayan Bulamaz Ama Bulanlar Arayanlardır..." Aramaya çalışmaya devam!
Bakan beye teşekkür edip, ayrılıyorum Tusaş'tan. İçimde, fışkıracak bir gururla…
Çok geçmeden bu kez Türkiye'nin ilk Astronotu Alper Gezeravcı'nın açıklamalarına kulak veriyorum. "Sadece birkaç ay içerisinde kendi ülkemizin imkanlarıyla üretilmiş bir roket ve bu roketi uzaya taşıyan itki sistemiyle ilerde Ay'a erişmeyi planlıyoruz." diyor ve ekliyor. "sürecin hazırlık aşamasının çoğu bitti"…
Güzel haberlerde iş yerime dönüyorum. Moralim tavan bugün herkese benden çay. Kendime de güzel sade bir kahve…
GÖKYÜZÜNE BAKMANIN FAYDALARI
Ülkede Farkındalık çoktan oluşmuş, İstikbal uzayda uzay nesli de yolda. Biz uzayı 'kafaya takmaya' devam edelim, göğe bakalım…
Hem gökyüzüne bakmanın birçok faydası da var. Felsefeye yönelik yazıları ve tasavvufa damga vuran düşünceleri ile yüzyıllardır hala ilgi gören Gazali'ye göre göre göğe bakmak için işte nedenler.
Bunlar;
1. Vesveseleri azaltır.
2. Bizlere Allah'ı hatırlatır.
3. Aşıkları teselli eder.
4. Hüznü ve kederi azaltır.
5. Kalbe Allah'ın büyüklüğünü yayar.
6. Karamsarlığa iyi gelir.
7. Korku vehmini giderir.
8. Kötü düşünceleri yok eder.
Allah'a emanet olun…