Rusya Ukrayna cephesine Türk Barış Gücü
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ne zaman biteceği sorusunun uzun süredir cevabı yok. Ancak bilinen gerçek şu ki hem Rusya hem de Ukrayna fazlasıyla yorgun.
Her iki taraf da keçi gibi inatçı. Birkaç defa barış sağlanacak gibi olsa da maalesef bu gerçekleşemedi.
Boks maçında süre sürekli uzatılıyor.
Nakavt da yok beyaz havlu da!
İstanbul'daki Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri büyük bir umut ile 29 Mart 2022'de Türkiye'nin arabuluculuğunda gerçekleşti. Ancak süreç sonuçsuz kaldı ve barış masası devrildi. Oysaki iki taraf barışa en çok bu dönemde yaklaşmıştı.
Rus yetkililer, İstanbul'da Ukrayna ile anlaşmaya varıldığını ancak daha sonra ABD'nin baskısıyla Ukrayna'nın anlaşmaktan vazgeçtiğini dile getirdi. ABD gibi İngiltere'nin de Ukrayna lideri Zelenskiy'i imzalanan barış anlaşmasını bozmaya zorladığı öne sürüldü.
Eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland da Ukrayna'nın 2022'de Rusya ile imzalanan İstanbul Anlaşmalarından çekilme kararında ABD'nin etkisinin olduğunu kabul etmişti. Ukrayna'nın, müzakereler sırasında ABD çıkarlarını gözettiği mesajını vermişti.
İstanbul'daki barış masasının devrilmesinin ardından iki ülke arasındaki gerilim hızla arttı ve barış umudu azaldı. Son olarak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'nın uzun menzilli silahlarla ülkesinin topraklarına saldırmasının, NATO'nun Rusya ile savaş halinde olması anlamına geleceğini söyledi.
Yani, Rusya-Ukrayna arasındaki bilek güreşi uluslararası diplomasi ve güvenlik açısından kritik bir aşamaya girmiş durumda.
Hangi tarafın füzenin tuşuna basacağını kestirmek pek mümkün görünmüyor!
Taraflar arasında süregelen çatışma, sahada olduğu kadar siyasi arenada da güç dengelerinin sürekli değiştiği bir oyun haline geldi. Uzun menzilli füze restleşmeleri, sadece askeri anlamda değil, aynı zamanda psikolojik savaşın da bir parçası.
Bu durum her iki ülke vatandaşları için olduğu kadar tüm dünya için de endişe verici...
Tansiyon giderek artarken, Türkiye barışın anahtarı olmak konusunda ısrarcı. Öyle ki, Türkiye'nin hem Moskova hem de Kiev'e "barış gücü" önerisi sunduğu iddia edildi. Buna göre, taraflar barış masasına tekrar oturabilir. Öneri hayata geçerse, Ukrayna'da konuşlanacak Türk askeri barışı sağlamada büyük rol oynayabilir.
Rusya, Ukrayna'nın BM askeri gücü önerisine karşı çıkıyor. Gerekçesi ise BM askeri yapısının ABD etkisinde kalması. Her iki ülkenin Türk barış gücüne sıcak baktığı ifade ediliyor. Savaşın başından itibaren tarafsız kalan ve güven veren Türkiye, her iki ülke ile tahıl krizi ve esir takası konularında sorunsuz bir süreç yönetmiş, adından söz ettirmişti.
Türk askeri, barış gücü rolünde etkili olabilir çünkü hem ulusal hem de uluslararası düzeyde güvenilir bir ortak olarak kabul ediliyor. Bu, askerimizin eğitimli, profesyonel ve her durumda soğukkanlı olmalarından kaynaklanıyor.
Ayrıca Barış Gücü olarak, Türk askeri çatışma bölgelerinde taraflar arasında güven inşa edebilir, insan haklarını koruyabilir ve insani yardım operasyonlarına katkıda bulunabilir... Türklerin varlığı, yerel halk ve diğer uluslararası güçler arasında güven duygusu oluşturarak uzun vadeli barış ve istikrar sağlama çabalarına katkıda bulunur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi "barışın kaybedeni olmaz."
Eğer bu öneri gerçekleşirse Türkiye'nin prestiji daha da artacaktır.
Tabii bunun hayata geçmesi için tansiyonun düşmesi beklenecek.
Konuyla ilgili Ankara'dan henüz resmi bir açıklama yapılmadığını da hatırlatmak gerek.
Hemen her şeyin anlık değiştiği bir dünyada yaşadığımızı unutmamamız lazım.
**
Türkler ve barış
Batı Şeria'da İsrail askerleri tarafından şehit edilen Ayşenur Ezgi Eygi'nin eniştesi Ali Tıkkın'ın röportajını izledim.
"Babası '(Filistin'e) gitme, kör kurşuna hedef olabilirsin' demiş
Verdiği cevap: Baba, bir işe yarayacaksam, ben buna razıyım
Bir tarafta "Araplar ölsün banane" diyen bir kesim diğer tarafta canını bile feda edebilecek cesur bir yürek.
Bir tarafta "ne boykotu be kardeşim" diyerek market raflarından dahi yüz çeviremeyen biz, diğer tarafta onbinlerce insanın katledilmesine sessiz kalamayan kahraman.
Ayşenur Ezgi Eygi'nin ismi unutulmamalı, cadde ve sokaklarımıza bu ismi vermeliyiz.
Bir dava uğruna yaşamlarını feda etmek, cesaretin, adanmışlığın ve insanlık için yapılan özverinin en yüksek seviyelerini gösterir. Mekanı cennet olsun.
**
Tamer Karadağlı'ya kocaman bir alkış
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Karadağlı bir gazeteye şöyle bir açıklama yapmış:
"Çalışmayacaksanız istifa edin, lale devri bitti! Kimsenin oturup yıllarca sadece maaş alıp ama 'ben oyuncuyum', 'ben tiyatrocuyum' demesi doğru gelmiyor. Bazı oyuncularımız 15 sene boyunca oynamamış. Dışarıda dizi çekiyor, kendi özel tiyatrosu var, maaş alıyor ama çalışmıyor. Lale devri bitti. Çalışmayan oyuncunun teşviklerini ödemiyorum."
Atanması oldukça tartışılmıştı, ancak kurumda yaygın olarak görülen "devlet malı deniz" anlayışını ifşa edip bu duruma ciddi bir karşı duruş sergilediği için kendisini takdir ediyorum.
Allah böyle yöneticilerin sayısını artırsın.
**
Her şeyin başı adalet
"Devletin kudreti asker iledir,"
"Askerin ayakta durması hazine iledir,"
"Hazinenin geliri halk iledir,"
"Halkın ayakta durması ise 'adalet' iledir."
Koçi Bey
Allah'a emanet olun
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Kumar-Tavşantepe imamı ve rakı vaadi (18.09.2024)
- Rusya Ukrayna cephesine Türk Barış Gücü (14.09.2024)
- Mit’ten İran’ın gölge oyununa '40 KM' yanıtı (08.09.2024)
- CHP’nin BRICS endişesi ve AB (05.09.2024)
- Dilruba’nın hakareti CHP’ye ne kazandıracak? (01.09.2024)
- SMS ile siyaseti nenem de yapar (31.08.2024)
- Yusuf Dikeç’in annesinden utanmalı mıyız? (25.08.2024)
- Nezaketten küfre: Sokakların dili değişti (24.08.2024)
- Erdoğan’ın yazdığı BM reçetesi hayata geçiyor (17.08.2024)
- Numan Kurtulmuş ve Filistin (16.08.2024)