3. Dünya Savaşını Kaybederiz
Nükleer silahlar
Ölümcül kitle imha silahları
Yapay zekânın ürettiği son model silahlar…
3. Dünya savaşına ne kadar yakın ya da uzak olduğumuzu bilmiyorum.
Ancak savaşın kapıda olduğu fikrinde neredeyse herkes hemfikir.
Peki olası senaryolara hazır mıyız?
Şair ve hekim Abdülhak Molla "Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh." diyor.
Yani "Şayet barış istiyorsan savaşa hazır ol."
Kuşkusuz ki savaş; dünyanın en acı gerçeklerinden biri fakat hazır değiliz.
Çünkü biz zaten hali hazırda savaştayız!
İçinde bulunduğumuz durum pek parlak değil.
Toplum olarak özümüzden uzaklaşmaya çoktan başladık.
Adaletli ve insaflı olmak,
hakkaniyet namına ne varsa yapmak varken
bambaşka bir yolu tercih etmeye başladık.
Kültürel ve ahlaki çöküntü hız kazanmaya başladı.
Daha bencil olmak moda oldu.
Beni ısırmayan yılan bin yaşasın demeyi tercih edenlerin sayısı artıyor.
Yardımlaşmayı afetten afete hatırlar olduk.
Toplumsal fay hatlarımızı daha kırılgan hale getirdik.
Birbirini aldatmak için fırsat kollayanlar çoğaldı.
Sattığımız ürünün fiyatını aşırı, ölçü dışı, çok fazla insafsızca artırdık.
ve en sonunda da düşman olduk.
Bu kibirli, gururlu, çalımlı,
kurumlu hatırı sayılır kesim duygularını şişelere doldurup bekliyorlar.
Biriktirdikleri şey barut tozundan başka bir şey değil.
Elbet bu en sonunda patlayacaklar.
Deprem olur olmaz kiralar arttıranlar bunlar
salgın hastalık olduğunda tıbbi malzeme fiyatlarını yükselten de bunlardı.
Güzelim ülkemizde sisli bir havanın verdiği hisse yakın bir ortam oluştu.
Havanın artık açması güneşin doğması, yüzümüzün gülmesi gerekli
Birbirimize güvenmemiz, hayati.
İncelik ve nezakete kapımızı tekrar açmalı.
Davranışları ölçülü, aklı başında, düşünceli ve ciddi insanlara tekrar dönüşmeli.
Birbirimizin gözüne tekrar iyilikle bakabilmeli.
Özümüz bu çünkü.
Savaşı seven ve savaşta mahir olan kimselere 'Cengâver' denir.
Türk Milleti ne savaştan kaçar, ne de barışa yüz çevirir.
Tarihimiz şanlı zaferlerle dolu.
Savaş deyince sıçrayan, ileri fırlayan, koşan bir milletiz.
Ancak bizi biz yapan duygu teçhizatını tekrar giyersek gerçek gücümüz ortaya çıkar.
Ulu ağaç ilelebet yaşa
Türkiye bir ağaç ise
hepimiz koca bir ağacın toprağa kök salmış her bir damarlarıyız.
Birbirimizi anlamaz, saygı duymaz ve sevmezsek odun olmaya mahkûmuz.
Ancak farklılıklarımızı anlar kişisel alanlarımıza inançlarımıza saygı duyarsak
birbirimizi aldatmaz ve güvenirsek dallı budaklı gövdesi yüksekliklere ulaşan,
sonsuza dek yaşayan bir ağaç oluruz.
Çünkü ağaç köklerinin sağlamlığı nispetinde sağlamdır…
Allah'a emanet olun.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Kumar-Tavşantepe imamı ve rakı vaadi (18.09.2024)
- Rusya Ukrayna cephesine Türk Barış Gücü (14.09.2024)
- Mit’ten İran’ın gölge oyununa '40 KM' yanıtı (08.09.2024)
- CHP’nin BRICS endişesi ve AB (05.09.2024)
- Dilruba’nın hakareti CHP’ye ne kazandıracak? (01.09.2024)
- SMS ile siyaseti nenem de yapar (31.08.2024)
- Yusuf Dikeç’in annesinden utanmalı mıyız? (25.08.2024)
- Nezaketten küfre: Sokakların dili değişti (24.08.2024)
- Erdoğan’ın yazdığı BM reçetesi hayata geçiyor (17.08.2024)
- Numan Kurtulmuş ve Filistin (16.08.2024)