2019 yerel seçimlerindeki sonuçlar, muhalefetin genel seçimlere olan umutlarını artırmıştı. Ancak, 14-28 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen seçimler muhalefet için büyük bir hayal kırıklığıyla sonuçlandı.
Türkiye'nin siyasi sahnesinde önemli bir kırılma noktası oldu.
Millet İttifakı bileşenlerinin yaşadığı siyasi dalgalanma, CHP içindeki liderlik değişimi tartışmalarıyla birleşti.
İYİ Parti ittifak politikasını sonlandırdı. Bağımsız bir yol izleme kararı aldı. Millet ittifakında seçimlerin karlı çıkanı Gelecek, Saadet ve DEVA da kendi yoluna döndü.
HDP ile hem 2019 yerel seçimlerinde hem de 2023 genel seçimlerinde örtülü ilişkiler yürüten CHP büyük şehirleri kaybetme korkusu nedeniyle DEM Partiye muhtaç bir görüntü sergiliyor. CHP'li adayların özellikle büyükşehirlerdeki performansı, DEM Parti'nin seçmen tabanıyla yakından ilişkili gibi görünüyor.
Her iki parti de bu gerçeği göz önünde bulundurarak il ve ilçelerde pazarlık siyasetini yoğun bir şekilde sürdürüyor.
Bana göre HDP/DEM Parti'nin gözü açıldı. Yüzde bir bile oy almayan partilere dağıtılan bedava vekilliklerin yanında üstü kapalı ortaklık DEM'e çok da bir şey kazandırmadı.
Kim ne derse desin yüzde 8-10 arasında oy oranı olan DEM Parti'nin desteği CHP için çok önemli. Vereceği desteğin açıktan ilan edilmesini isteyen DEM Parti bu yolla da kendisini meşrulaştırmaya çalışacak.
DEM Parti'yi CHP desteği ile meşrulaştırma yoluna giden Kandil'in hamlesi de gecikmedi. PKK elebaşlarından Mustafa Karasu'nun DEM Parti ile CHP arasındaki ittifakın devam etmesi gerektiğini söyledi. Daha da ileri giden PKK elebaşı CHP'yi can simidi olarak gösterdi.
Hemen sonra Başak Demirtaş ve DEM Parti'den adaylıktan çekilme açıklaması geldi. Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş, İstanbul adaylığından çekilmesine de bu pencereden bakmak gerekir.
Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel de yeni CHP stratejisini bu temeller üzerine kuruyor. Zira kurultayda aday olmayan Ekrem İmamoğlu'nun tek hedefinde 2028 cumhurbaşkanlığı seçimi yer alıyor.
O yüzden kişisel ajandasını partinin önüne koyan İmamoğlu, CHP'yi ona yerel seçimleri kazandıracak şekilde dizayn etmekle meşgul. Bu yeni stratejiye göre de önce yerel seçimlerde ve özellikle büyükşehirlerde, sonrasında ise 2028 seçimleri hedefiyle DEM Parti resmi bir aktör olarak muhatap alınacak.
İşte DEM'in meşrulaştırılması da bu sayede olacak. Tabi ki meşru bir parti olmasına kimsenin karşı çıkacağını sanmıyorum. Ancak terör örgütünün güdümünde olmak ve onların siyasetini Kürt halkına mal etmek hiç bir siyasi ahlaka sığmaz. Tabela parti olmaktan da ileri gitmez.
Sürekli değişen dengeler siyasette farklı ortaklık ve anlaşmaları beraberinde getirir mi bilinmez.
Süleyman Demirel'in unutulmaz sözleriyle ifade etmek gerekirse, "Dün dündür, bugün bugündür". Siyaset, geçmişten dersler çıkararak ve geleceği şekillendirerek ilerlemelidir.