Tam 104 yıl önceydi..
Ulusal mücadele kurtuluş savaşı devam ediyordu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 yılında egemenliğini ilan etti.
Böylesine önemli bir olay ulusal bayram olarak ilan edildi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ilerleyen yıllarda da bu bayramı çocuklara armağan etti.
TBMM'nin açılışı, bir ulusun hakimiyetini simgelerken aynı zamanda bugünün bir "çocuk bayramına" dönüşmesi çok önemli.
Yokluktan destana dönüşen mücadele sonrası kazanılan zafer ve bir kurtuluş hikayesi.
Bu zafer bir asır önce milletin azmi ile zor şartlar altında gerçekleşti.
İşgal kuvvetlerin ordudan silaha her alanda imkanları daha üstündü.
Ancak Anadolu çocuğu ile kadınıyla bağımsızlığına sıkı sıkıya sarıldı.
Türk Milleti, Cumhuriyeti imkansızlıklara meydan okuyarak inşa etti.
Savaştan çıkmış bir ülkenin halini siz düşünün.
Cepheye gidip de dönemeyen çocukları varın siz hayal edin.
Yedi düvele karşı verdiğimiz bu savaşlarda anne ve babasını kaybeden binlerce çocuk da vardı.
Vatanı için küçücük bedenleri ile toprağa düşenler de.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı tüm ülkemize kutlu olsun.
...
Bugün aynı mücadele Filistin'de veriliyor.
Batı'nın desteklediği İsrail tarafından Filistinlilere karşı büyük bir soykırım uygulanıyor.
35 bine yakın can kaybı var
Bunların en az üçte ikisi, kadınlar ve çocuklar.
Çocuklar Gazze'de ya İsrail'in direk saldırısında ölüyor ya da ablukası nedeni ile açlıktan ölüyorlar.
O kadar çok hikayeler var ki.
Onlardan birisi isimsiz bir bebek.
Annesinin karnındayken öksüz ve yetim kaldı.
Annesi İsrail saldırısında öldü.
Olay yerine giden sağlık ekipleri bir mucize ile karşılaştı.
Annesinin karnında minik bedenin kalp atışını duydu.
Yedi buçuk aylık bebeğin doğumu sezaryenle gerçekleştirildi.
Aslında bu hem bir mucize hem de bir dram...
Adını koyacak ne annesi vardı ne de babası.
Üzerinde ise kaybettiği annesinin ismi "Şehit Sabreen el Sakani'nin bebeği" yazıyordu.
Sağlık durumu ciddi hayatta kalmaya çalışıyor.
Belki de Gazze'de umudun adı olacak.
....
Ağlama, bebek, ağlama sen de
Umut sende, yarın sende
Ağlama, bebek, ağlama sen de
Umut sende, yarın sende
Yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye?
Bu suskunluk, bu küskünlük, dargınlık niye?
Yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye?
Bu suskunluk, bu küskünlük, dargınlık niye?
AHMET KAYA