Dün Halil İbrahim, bugün Ahmet Nazif...
Gerekçe yok,
Sebep yok,
Ne Halil İbrahim Uğur ne de Ahmet Nazif kendilerine saldıranları tanıyordu.
Tek dertleri haber yapmaktı.
Ama ikisi de sorgusuz sualsiz saldırıya uğradı.
İbrahim yumruklanarak Ahmet ise bir grup tarafından yerde tekmelenerek susturulmaya çalışıldı.
Neden mi saldırıya uğradılar?
Çünkü A Haber'de çalışıyorlardı.
Çünkü A Haber milliydi.
Çünkü A Haber karanlıkta kalması istenen gerçekleri ortaya çıkarıyordu.
Ve gerçekleri ortaya çıkarmak, bazılarını rahatsız ediyordu.
İşte bu korkularını ve suçlarını örtbas etmeye çalışanlar, gerçeklerle yüzleştiklerinde ise A Haber'i hedef gösteriyor ve sahadaki temsilcilerine, muhabirlerine saldırıyorlar.
Büyükçekmece Belediyesi'ne yönelik 'rüşvet' iddiası ile düzenlenen operasyon sonrası A Haber ekibine yapılan saldırı ne ilk ne de son olacak gibi görünüyor.
Daha önce Halil İbrahim Uğur, bugün ise Ahmet Nazif Vural ve kameraman Hüseyin Koçak'a yapılan saldırı sadece bireyin güvenliğini değil, aynı zamanda basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdidi de beraberinde getirmektedir.
Gazeteciler, kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirirken, demokratik değerleri koruma görevini üstlenirler. Ancak bu sorumlulukları yerine getirirken fiziksel saldırılara maruz kalmak, sadece bireylerin değil, toplumun genelini tehdit eden bir durumdur. Bu nedenle, gazetecilere yönelik şiddet, demokratik değerlere ve toplumsal huzura yönelik bir saldırıdır.
Son olarak A Haber toplumun vicdanını temsil etmeye ve gerçekleri her şart altında göstermeye devam edecektir.