Çağımızın hastalığı bu olsa gerek.
Bu sadece yeme içme, yani gıda olarak anlaşılmasın. İhtiyacımızdan fazlasını tüketme alışkanlığı hayatımızın her alanını işgal etmiş durumda...
İsterseniz ilk aklımıza gelenle başlayalım. Çöpe giden sayısız ekmek, dökülen çeşit çeşit yemekler... Ya da bir lokantada ondan da olsun bundan da olsun, aman masada boş yer kalmasın... Verilen siparişlerin belki de üçte biri tüketiliyor. Neresinden baksak neresinden tutsak israf almış başını gitmiş durumda. Yazımızın başlığına bir parantez açarsak yeme içme sektöründe aslında ihtiyacından fazlasını tüketmek değil de tüketememe çılgınlığı yerleşmiş. Sipariş edilen yiyeceklerin çoğu çöpe gidiyor yani...
Bir başka başlık ise cep telefonu... Yapılan araştırmalarda yetişkinler için günlük cep telefonu kullanım süresinin yaklaşık 2 saat olması gerektiği belirtiliyor. Yetişkinler özellikle bazı sosyal medya platformlarında gün boyu paylaşım ya da canlı yayın yapar duruma gelmiş halde. Birçoğu zerre kadar faydası olmayan, tek amacın para kazanmak olduğu yayınlar silsilesine dönmüş durumda. Üstelik örf adetlere ve aile yapısına zarar verici yayınlar...
Anne ve babalar için en çok dikkat etmeleri gereken tabii ki çocukları. Çocuklarda bu sürenin çok daha az olması gerekiyor Heyhat ülkemizde cep telefonunda geçirilen süreler bağımlılık seviyesine ulaşmış durumda. Evde ağlayan çocuğu susturmanın yolu cep telefonundan video ya da oyun izletmek olmuş maalesef. Özellikle okul çağındaki çocuklarda bağımlılık halini alan cep telefonları, çocuğun hem sosyalleşmesini engelliyor hem de eğitim hayatını olumsuz etkileyebiliyor. Arkadaşlarıyla oyun oynamasına bile engel olmuş durumda bu bağımlılık...