İnsanlık tarih boyunca bazı temel ihtiyaçları karşılama uğraşı içerisinde olmuştur. Bunların başında barınma ve gıda ihtiyacı geliyor. Tarih boyunca bu döngünün devamlılığı üretim ve tüketim alanında devam edegelmekte. Bu döngü de, doğal olarak ticaret olgusuyla hayata geçiyor. Üretilen ya da sunulan hizmet belli bir ücret karşılığında tüketiciye ulaştırılıyor.
Günümüze kadar gelen bu ticari ilişkide ahlaki açıdan sınavı geçenler olsa da sınıfta kalanların çoğunluğu oluşturduğu inkar edilemez bir gerçek maalesef. Peki neden böyle bir girişle başladık yazımıza, gelin anlatmaya çalışalım.
Malum yıl sonu yaklaştı, yeni yılla birlikte emekliye memura ve asgari ücretliye yönelik maaş artışları gerçekleşecek. Aslında hepimiz anladık bu satırlardan sonra, nelere değineceğimizi değil mi? Yukarıda yazdığımız hizmet sektöründe sınavı geçenler ve geçemeyenler bir kez daha kendini belli edecek. Çarşıya pazara çıkıp biraz dolaşmanız yeterli olacak aslında. Vatandaşın temel ihtiyaç gıdaları, domatesten bibere soğandan patatese bir önceki haftadan bu haftayı tutmayan fiyat farkları üç aşağı beş yukarı hemen fark edilecektir. Hele marketler, onlara ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Vatandaşların ihbar hatlarına attığı görüntü ya da şikayet maillerinde, geceden değiştirilen fiyat etiketlerini mi yazalım. Ambalajı küçültülen ancak fiyatı büyütülen raf ürünlerini mi anlatalım. Evet ekonomik olarak sıkıntılar ve alım gücü düşüklüğü herkesin kabul ettiği bir durum. Ama bu durum alakasız bir şekilde haftalık ya da günü birlik etiket değiştirmenin mazereti olamaz. Hele hele bu etiket oyunları emekliye memura ve asgari ücretliye zam dönemlerinin arifesinde yapılınca, iyi niyetten bahsedilemez. Şunun da altını çizelim, sunduğu hizmet ve sattığı üründen hak ettiği kar marjını alarak işini dürüstçe yapan kurum ve işletmeleri ayrı tutuyoruz. İşte sınavı geçenlerle geçemeyenler burada ortaya çıkıyor.
Evine helalinden ekmek götürmek için büyük fedakarlıkla çalışanların aldığı zam, bu fırsatçıların, haksız kazanç peşinde olanların yüzünden köpük gibi eriyip gidiyor maalesef.
Geçmişte karşılıklı olan dükkan sahiplerinden, siftahını yapan esnaf kendisine gelen ikinci müşteriyi, "komşu daha siftah yapmadı" diye karşı esnafa gönderirmiş. Bunları okuyup dinledikçe "nereden nereye" diyoruz maalesef.
Yetkililerin bu fırsatçılara göz açtırmama adına denetimleri devam ediyor. Yüksek para cezaları kesiliyor. Peki para cezaları caydırıcılık için yeterli mi?
Yine bir yıl sonu ve zam dönemi geldi. Bakalım çarşı Pazar ve marketlerde etiketlerde ne gibi değişiklik olacak. Samimiyet testinden kimler geçecek kimle kalacak hep birlikte görmüş olacağız.