Genel olarak asayiş olayları diye sınıflandırılan cinayet, yaralama, soygun, hırsızlık vb suç unsurları, adeta bir puzzell gibi kafa yorulması gereken olaylar. Emniyet ekipleri bazen günler bazen de aylar boyu süren bir mesainin ardından eksik parçaları tamamlayıp yukarıda saydığımız olayların fail ya da faillerini tespit ediyor.
Bu zor mesaide dedektifler bulmaca çözer gibi sağdan sola yukarıdan aşağı her detayı doğru kutuya yerleştirmek zorunda. Peki bu sır cinayetler faili meçhul olaylar nasıl aydınlatılıyor? Aslında iki farklı yöntem ön plana çıkıyor diyebiliriz. Bunlardan ilki delilden suçluya ulaşmak. Yani tümevarım diyebileceğimiz bir çalışmayla olayın çözülmesini sağlamak. Bu yöntemde vuku bulan bir olayın aydınlatılması için, ilk etap delillerin toplanması. Örneğin bir cinayet olayında cinayeti işleyen kişi belli değilse, ekipler ilk olarak olay yerindeki, varsa suç aleti başta olmak üzere, delil olabilecek eşya hatta izmarite kadar önemli gördükleri her şeyi tek tek muhafaza altına alır.
Öyle ki bizim aklımızın ucundan geçmeyecek bir çöp kovası bile aslında bir delil olabilir. Örnek mi? Geçtiğimiz aylarda Pendik'te çözülen vahşi cinayette, katil zanlısının çöp tenekesindeki çöpleri konteynere atıktan sonra, elindeki çöp tenekesini başka yere atması dedektiflerin dikkatinden kaçmadı. Devamında o çöp tenekesi en önemli delilerden biri oldu.
Olay yerinde elde edilen deliller kategorisine göre, farklı laboratuvarlara gönderilip incelemeye alınır. Suç aleti silah ise, balistik inceleme yapılarak, parmak izinden silahı kullanan kişiye ulaşılmaya çalışılır. Yine suç mahallindeki boş mermi kovanları, cinayet ya da yaralamanın hangi silahla yapıldığını ortaya çıkarmaya katkı sağlar.
Delilden suçluya ulaşmak önemli bir yöntem olsa da bazen bunun tam tersi bir süreçte yaşanabilir. Gerçekleşen olayın ardından suçun fail ya da failleri delilleri ortadan kaldırmışsa, bu sefer tam tersi bir yöntem izlenir. Suçluyu bulmak için olayın genel çerçevesine bakılıp tespit edilen şüpheli ya da şüphelilerden suçun delillerine ulaşılmaya çalışılır. Bu yöntemde uzman ekiplerin dikkati, şüphesi daha ön plana çıkıyor. Delillerin yok edildiği bir olayda ilk olarak, olayın mağduru kişi ise en yakınlarından başlayıp çember dışa doğru genişletilerek bir sonuca varılmaya çalışılır.
Yazımızın son bölümünde ise Türkiye'nin konuştuğu Narin cinayetinde, olayı çözmek için ekiplerin hangi yöntemi kullandığına fikir yürütelim isterseniz.
Hepimizin bildiği gibi küçük Narin ilk etapta kayıp olarak aranmaya başlandı. Aramalara rağmen bulunamayınca cinayet şüphesi ağırlık kazandı bunun üzerine ekipler şüpheliden delillere ulaşma yöntemini uyguladı. Çünkü minik Narin'in izine ulaşabilecek tek bir delil yoktu. Tespit edilen şüpheliler ve alınan ifadelerle gözaltı süreçlerinden sonra ise tek tek deliller toplanmaya başlandı.