Hayatımızın içinde iyilik de var kötülük de.
Bu iki kavram insanoğlunun yaşamı boyunca hep var oldu var olmaya da devam edecek.
Bu karşılaşmanın en belirgin örneklerinden biri, İstanbul'un iki farklı köşesinde yaşanan olaylarla karşımıza çıkıyor.
Bir yanda Sultangazi'de ekmeği daha ucuza satmak için kart sistemi geliştiren
Emin Ergin ve Ayhan Işık isimli iki fırıncı, yüzlerce dar gelirli aileye destek olurken,
bir yanda da Sultanbeyli'de ekmeğe yapılan 1 liralık indirim yüzünden iki market sahibi arasında çıkan tartışma ölümle sonuçlandı.
Acı olayda baba kız hayatını kaybetti!
Değer miydi?
Aynı şehrin iki farklı yüzü: biri şefkat, dayanışma ve aydınlığın diğeri ise
öfke, kıskançlık ve karanlığın birer yansıması olarak karşımızda.
Sultangazi'deki iki fırıncı, kendi imkânlarıyla mahallesine destek olma çabası içinde.
Yıllardır işlettiği fırınlarında ekmeği daha ucuza satarak mahalledeki kiracılar, emekliler ve maddi durumu iyi olmayan ailelere bir nefes oluyor kendi gücü nispetinde.
Askıda ekmek mantığıyla başlayan bu hareket tüm mahalleye yayılarak 1000'den fazla kişinin faydalandığı bir dayanışma zincirine dönüştürülmüş zamanla.
Kişiye verilen kartı cihaza okutuyorsun, 10 liralık ekmeği 1,5 TL indirimle 8,5 TL'ye satın alıyorsun.
Günlük ortalama 500'den fazla ekmek bu şekilde satılıyormuş.
Bu fırıncıların yaptığı sessiz ve gösterişsiz bir iyilik hareketi aslında.
Topluma fayda sağlama, ihtiyaç sahibi insanları düşünme, insanların birbirine güvenle bakmasına olanak tanıma.
Ne güzel bir davranış. Ne güzel bir adım.
***
Belki Avrupa'da olsa bu fırıncı abilerimize iyilik ödülü bile verirlerdi.
Bu tür iyilikler çoğu zaman gözden kaçabiliyor ancak toplumları ayakta tutan güç de işte bu sessiz dayanışma örneği aslında.
Kötülük daha görünür olsa da iyilik hep kazanacak.
İnanıyorum buna.
****
Diğer tarafta ise Sultanbeyli'de yaşanan acı bir olay var.
İki market sahibi, ekmek fiyatı yüzünden kavga ediyor.
Bu basit görünen tartışma silahların çekilmesiyle ölümcül bir noktaya geliyor.
Bir insanın canı yalnızca ekmeğe yapılan 1 liralık indirim yüzünden son buluyor.
Kötülüğün bu kadar hızlı ve şiddetli yayılması, toplum içinde yaşanan öfke ve kıskançlığın sonuçlarını gözler önüne seriyor.
Kötülüğün yüksek sesle bağırması, her zaman daha güçlü olduğu anlamına gelmez; sadece daha çok dikkat çeker.
Sultangazi'deki fırıncılar, iyiliğin gücünü sessizce gösterirken, Sultanbeyli'deki trajedi, kötülüğün ne kadar yıkıcı olabileceğini hatırlatıyor.
Ancak bu iki olaydan çıkarılacak ders, iyiliğin her zaman kalıcı olduğu ve kök saldığıdır.
Kötülük, anlık bir öfke patlamasıyla gürültü koparsa da kısa sürede unutulup gider.
İyilik ise sessizce ama derinlemesine yayılır.
"Toplumsal yılgınlığın en önemli sebebi; iyilerin layığınca ödüllendirilmemesi, kötülerin hak ettiklerince cezalandırılmamasıdır."
Prof. Dr. Kemal Sayar
***
Sonuç olarak, bu iki olay, insanlığın karşısına çıkan iki seçenek: İyilik ve kötülük.
Her biri, toplumu farklı bir yöne sürüklüyor.
Sultangazi'deki fırıncının ekmek davası, insanların birbirine yardım ettiği bir dünyanın mümkün olduğunu gösterirken,
Sultanbeyli'deki ekmek kavgası, kötülüğün ne kadar kolay yayıldığını hatırlatıyor.
Ve özellikle de sosyal medyada kötülük daha hızlı ve kolay yayılabiliyor!
İyi olmak, iyinin tarafında olmak zor değil.
Yeter ki biz iyi olmaya niyet edelim…