Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın hemen her vesileyle dikkati çektiği "bürokratik oligarşi" meselesiyle ilgili yazım, tahminimden fazla etkileşim aldı. Masanın farklı taraflarında oturan kamu görevlileri ile siyasi aktörler ve kimi muhalif unsurlar pozisyonlarına göre yorumlar yaptılar. Sonda söyleyeceğimi başta ifade edeyim. Kim hangi gerekçeyi ileri sürerse sürsün, esas olan "millete hizmettir!" Bunun dışındaki tüm hususlar vatandaş için mazeret değildir. Neden? Çünkü kurumların ve yöneticilerinin başarısı, neticeleri ile ölçülür!
Şimdi, yapısal sorunlar ve insan yapımızla ilintili hususlar üzerinden ilerleyelim…
1-Bugünkü bürokrasi, omurgası itibari ile son 20 yılın özeti kabul edilebilir.
2-Birçok kurumda, genelde tepe yöneticilerin değişmesi, zihniyet dönüşümünü sağlamaya yetmedi.
3-Kritik kurumlarda, geçmişin özlemiyle yaşayan, güç bela işin ucundan tutan çekirdek kadrolar varlığını sürdürdü.
4-Bürokrasi de sanıldığı gibi homojen veya uyumlu bir profil çizemedi. Aynı hükümet bileşiminde dahi ekol farklılıkları, bakanlıklar arası entegre iş yapmayı zorlaştırdı.
5-Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni taşıyacak kamu yönetimi ve kamu personel reformlarının acil ihtiyaç olduğu ortaya çıktı.
6-AK Parti ile ismi anılan ama Cumhurbaşkanı'nın hizmet odaklı felsefesine özde değil sözde bağlı bürokratlar, kendi statükolarını oluşturmaya başladılar.
7-Yetki kullanma, inisiyatif alma, çözüm odaklı olma noktasındaki yetkinlik problemleri, bilhassa kriz anlarında sıkça görüldü.
8-Bürokrasinin tabi olduğu kuralların uygulanma biçiminde gereken standart sağlanamadığı için yerel siyasi aktörler kendi göbeğini kendisi kesmek zorunda kaldı.
9-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın millete duyarlı, işleri hızlı neticelendirmeye endeksli tarzını bilen bürokratlar, sorumluluğunun gereğini yerine getirmekten ziyade topu Ankara'ya atmayı tercih etti.
10-Külliye markasına dayalı algı, olgunun önüne geçtiği için Cumhurbaşkanı, gereksiz işlerle de meşgul edilir oldu. Oysa anayasa ve kanunlar doğrultusunda, hükümet programı da gözetilerek, millete ayak bağı olmadan, icraat yapılması tüm teknisyenlerin bildiği temel direktifti.
11-Kendi işini, Türkiye'nin en önemli işi gibi gören mahalli siyasal isimler de şartları zorlamaya da meylettiler. Bu durum ise bürokratik oligarşiye indirgendi.
12-Ve nihayet… İnsanımız, devletle temas ettiği noktada, kendisine özgü karar alınmasını, bir diğerini emsal yapma alışkanlığını kıramadı. Lakin makul gerekçeleri olanlar da vardı.
Özetle…
Güncel gibi gözüken, özünde yıllara sari sorunlar içeren "bürokrasi", siyasetle bağlantılı olduğu kadar siyaset dışı özgün özellikleri, gelenekleri, hiyerarşisi ve insan formatlamasıyla kompleks yapının ta kendisidir. Tek seferlik neşter atılarak halledilmesi mümkün değildir. Sistem değişikliği, bürokrasinin çalışma esasları ile birlikte, şeffaflık ve hesap verebilirliği birlikte başarmakla tamamlanabilir!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.