G20 Zirvesi, Rio de Janeiro. Uçağımız, Galeao Hava Üssü'ne iniyor. Hemen arkamızdan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'i taşıyan uçak geliyor. Güvenlik üst düzeyde. Yerel polise ilave olarak 30 bin asker Rio caddelerinde, kongre merkezi civarında. Elbette G20 izlenimlerimi de paylaşacağım ama Brezilya deyince biri, düne dair diğeri, bugüne ilişkin iki önemli anekdotu hatırlatmak istiyorum.
Birincisi, Brezilya Devlet Başkanı
Lula da Silva'nın, Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan'a teşekkür ederek söylediği o sözler... Silva,
"Erdoğan, 2013'te bizi aradı ve dedi ki 'Bu hareketler (Gezi) kent meydanını geliştirmekle ilgili değil, hükümeti devirmek istiyorlar. Brezilya'da çok dikkatli olun.'
İşte bu görüşmeyi unutamıyorum" ifadesini kullanmıştı. Dün iki lider, resmi karşılama töreninde samimi biçimde kucaklaşırken yıllara dayalı dostluğu yansıtıyordu.
İkincisi ise ABD'nin
"topal ördek" Başkanı. Biden, yağmur ormanlarını gezisinin
ardından Rio'ya geldi. İklim değişikliği
meselesini ikinci plana atacağı söylenen
Başkan Trump'a mesaj verircesine
Amazon'da boy gösteren Biden, 44 bin
Filistinli'nin Gazze'de Siyonist İsrail tarafından
katledilmesini Copacabana ve Rio
sokaklarında protesto eden onbinlerden
habersiz gibiydi.
Biden demişken...
"Erdoğan'ı darbe ile değil, muhalefeti destekleyerek iktidardan uzaklaştıracağını" söyleyen
bu isim, dün G20 liderlerine kötü
bir finalle veda ediyordu. Erdoğan ise
G20'nin kıdemli lideri sıfatıyla Biden'ı
uğurlamakla kalmıyor, seneye G. Afrika
Cumhuriyeti'nde gerçekleşecek bir başka
G20 buluşması için bugünden hazırlık
yapıyordu.
***
Rio Zirvesi'nin gündeminde,
"Sosyal Kapsayıcılık ile Açlık ve Yoksullukla Mücadele" önemli yer tutuyor. Türkiye, milli gelirine göre dünyada en fazla bağış ve yardım yapan ülke konumunda. Nitekim
Erdoğan, özel oturumda Gazze'deki kıtlık felaketine dikkat çekti ve Türkiye'nin, dünyanın neresinde ihtiyaç sahibi varsa yardıma koşmayı görev bilen bir geleneğin temsilcisi olduğunu belirtti. Şimdi, Brezilya'da ultra zenginlerin servetleri üzerinden yıllık yüzde 2 oranında vergi alınması ve açlıkla mücadele için kullanılması tartışılıyor. Epeyce dirençle karşılaşan bu formülle, net servetleri 13 trilyon 500 milyar dolar civarında olan yaklaşık 2 bin 800 milyarderden yılda 250 milyar dolar toplanması mümkün görünüyor.
Yine, G20 gündemine getirilen
"Küresel Yönetişim Kurumlarının Reformu" ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
"Daha Adil Bir Dünya Mümkün" inisiyatifinin bir başka tezahürü. Küresel düzen kaotik gelişmelere doğru doludizgin yol alırken Erdoğan, inatla ümidini koruyor ve dünya halklarında karşılık bulan çağrısının artık uluslararası kuruluşlarda da kıpırdanmaya yol açtığını görüyor. Üstelik bu adalet arayışı Filistin, Lübnan, Yemen, Ukrayna başta olmak üzere bölgesel savaşların bitmesini, Balkanlardan Kafkaslara hatta Asya- Pasifik'e kadar uzanan coğrafyada istikrar arayışını yansıtıyor! Ve Türkiye'nin
"kazan kazan" anlayışı ile yaklaştığı,
"Çin kadar ucuz, Avrupa kadar kaliteli" sloganı ile övüldüğü Afrika Birliği de artık G20'de temsil ediliyor!