Kitabın ortasından söyleyelim...
Özgüvenli ve konulara hâkimdi. Netameli meselelere samimiyetle açıklık getirdi. Fitne üretilebilen alanlardaki soruları da kendinden emin biçimde cevapladı...
Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu'ndan söz ediyoruz.
Mevlüt Bey, kamu yönetimine örnek bir faaliyeti gelenekselleştirdi. Her yıl sonu kapsamlı değerlendirmeler yapıyor. Diplomasi gibi hassas bir sahada, günlük tartışma ve çekişmelerden uzak duruyor. Katkı veren tüm siyasi ve bürokratik ekibe teşekkür etmesini biliyor. Cumhurbaşkanlığı ve AK Parti sözcülerini, İletişim Başkanını, Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyelerini bir bütünün senkronize parçaları olarak konuşlandırıyor.
Yani...
Devletin ve Cumhurbaşkanının önceliklerini gözetirken,
şahsi mesele veya rekabet algısına izin vermemeyi başarıyor. Bakan yardımcıları, Bakanlık sözcüsü ve basın danışmanı gibi yakın çalışma arkadaşlarıyla uyumunu her an hissettiriyor.
***
Dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Bakan Çavuşoğlu'nu dinlerken, içeriğe dair şu hususları özellikle not aldım.
2021 yılı önceliğini
"diyalog ve diplomasi" olarak tanımladı. Türkiye, yumuşak gücü ile gerektiğinde sert gücünü birlikte kullanacak, böylece
"akılcı güç" dinamiğini sürdürebilir kılacak.
Muhalif odaklara dedi ki...
"Bize muhalefet edin ama Türkiye'nin çıkarlarına muhalefet etmeyin!" Bunu özellikle Katar'ın Türkiye'deki yatırımlarına karşı çıkan zihniyete atıfla dile getirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkileri değerlendirirken
"aşı" bağlamında, Uygur Türkleri ile ilgili siyasi ön şart ileri sürüldüğü iddialarını kesin bir dille yalanladı.
Yunanistan'ın, İyon denizinde karasularını 12 mile çıkarma kararının Ege için emsal olamayacağını güçlü şekilde vurguladı. Atina'nın da Türkiye'nin bu noktadaki kararlılığını bildiğini hatırlattı.
Yeni ABD yönetimi ile sağlıklı ve öngörülebilir ilişkiler geliştirme arzusunu ifade etti.
"Her sorunu çözemeyiz. Ama anlaşamadığımız konularda anlaşmak bile gerginliği azaltabilir" dedi.
İsrail ve Mısır'la ilişkilerin normalleştirilmesi
gerektiğine ilişkin yorumları dinledi
ve siyasi açıdan çerçeveyi çizdi.
AİHM'nin
Selahattin Demirtaş kararının, önceki karar ve ilkeleri ile çeliştiğini
anımsatarak, mahkemenin siyasallaşma
eğilimini eleştirdi.
Ve nihayet... AB ile ilişkilerin seyrine,
"18 Mart 2016 Mutakabatı'nın güncellenmesi, vize muafiyeti, Gümrük Birliği'nin modernize edilmesi ve Doğu Akdeniz için kapsayıcı konferans toplanması" temelinde,
yapıcı bir tutumla, pozitif bakış açısı getirdi.
NOT: Her yeni yıl, insanoğlu için yeni umutlar demek... Ama geçen gün ömürden gidiyor. Ve ölüme bir adım daha yaklaşıyoruz. Pandemi döneminin hepimize hatırlattığı, yeni normali ve nefis terbiyesini her daim akılda tutmak zorundayız. Herkese sağlıklı, huzurlu, bereketli bir yıl diliyorum. Allah milletimizin ve memleketi yönetenlerin yâr ve yardımcısıdır...