Baro düzenlemesi ile ivme kazanan, Ayasofya'ya cami statüsünün iadesi ile belirginleşen özellikli bir dönemden geçiyoruz. Bizi bekleyen yeni dönem ise
"siyasal gündem" itibarıyla çokça konuşulacak, tartışılacak başlıkları açmaya aday görünüyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi ve kurucu ilkelerinin, Türk milletinin inanç ve değerleri ile hakiki manada buluştuğu noktaları referans alan düzenlemelerin
yıl bitmeden kamuoyunun takdirine sunulmasını bekleyebiliriz.
Bu konuların siyasetin sıcak alanına gireceğini, TBMM'nin yasama faaliyeti ile şekilleneceğini de öngörebiliriz.
Hatta önceliklerin giderek billurlaştığını da söyleyebiliriz.
Bu aşamada, gündeme taşınacak konuların içeriklerine dair ipuçları vermekten ziyade ana yaklaşımı ortaya koymak daha uygun olacaktır.
***
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, siyasal hayatına yön veren, şahsen önemsediği, seçimlerde vaat ettiği veya bir nedenle ertelediği ama içinde ukde kalan, Anadolu ile buluşmalarında ise hafızasını tazelemesine vesile olan hususlardan bahsedebiliriz.
Bu hususlar, beyni ile yüreği arasındaki mesafe kısa olduğu için Erdoğan'ın, hesabi değil, harbi ve hasbi biçimde gündeminde yer tutan duyarlılıkların da adeta özeti!
Öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı, farklı tarihlerde müzakereye açtığı lakin konjonktürün gereğini veya o an memleketin aciliyet kazanan işlerini gözeterek arka plana ittiği bazı hassas konuları, zamanın ruhunu da dikkate alarak bir kez daha ele almanın, olgunlaştırmanın arifesinde.
Yine ve yeni ortak payda oluşturulması adına,
Bürokratik-politik kalıpların kırılması için,
Milli ve manevi değerlerle devletin işleyişinin özdeşleştirilmesi umuduyla,
Siyasal iklimde harareti yükseltecek de olsa tabu nitelikli dosyaların üstündeki örtünün kalkmasının fayda sağlayacağı kanaatindeyim.
*
Hitap şekli ve tercümesi...
Söz, Cumhurbaşkanından açılmışken...
Geçenlerde, partideki yakın çalışma arkadaşlarının gözlemlerine dayanan, Erdoğan'ın "hitap ve değerleme kriterlerini" izah eden yorumları dinledim ve çok hoşuma gitti.
Dediler ki...
Cumhurbaşkanımız,
Birisine, sadece "ön ismi" ile hitap ediyorsa... Bu durum neşesinin yerinde olduğunu, ilgili kişiyi veya yaptığı bir işi beğendiğini gösterir...
"Bey" diye hitap ediyorsa... Bu üslubu, resmiyete veya ortamın ciddiyetine işaret eder.
"Efendi!" diye sesleniyorsa... Bilin ki ya kızdığı ya da hoşnut olmadığı bir şeyler vardır.
Ve nihayet... "Yüzüne bile bakmıyorsa!"... İşte o zaman durup düşünmek gerekir!