Siyasette taşların yerinden oynadığı bir zaman diliminden geçiyoruz. Küresel altüst oluşlar bir yana Başkan Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli'nin "terörsüz Türkiye" çıkışları ve Suriye'deki halk devrimi hem iç siyaseti hem de bölgedeki siyasi dengeleri derinden sarstı.
En büyük bocalamayı da muhalif siyasi partiler ve aydınlar yaşadı. Onlar büyük oranda siyaset üretmedikleri ve bölgesel gelişmelere hazırlıklı olmadıkları için olup bitenleri anlamakta ve analiz etmekte çaresiz kaldı. Dönün yapılan bütün eleştirilere, değerlendirmelere bir bakın. Uçlara savrulan ve kötülükte sınır tanımayan mı dersiniz, terör örgütünün silah bırakmaması gerektiğini söyleyen mi dersiniz, katil Esad'a gözyaşı döken mi dersiniz, Suriye Nusayriler ve İran eliyle karışsın diye kışkırtıcı dil kullanan mı dersiniz hepsi var.
Ortak noktaları da "terörsüz Türkiye"nin gerçekleşmesinden ve Suriye'nin normalleşmesinden korkmaları... Elbette doğru eleştiriler ve uyarılar yapılmalı. Ama ne yazı ki hâlâ eleştiriler büyük oranda "siyasi kazanç" üzerinden yapılıyor. En insaflısı bile bu tarihi adımı Cumhurbaşkanı'nın yeniden seçilmesine bağlıyor. Bu açıdan en derli toplu eleştiriyi hadi analiz diyelim, CHP'ye yakın Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. İlker Aytürk yapıyor.
T24'te yayınlanan "Yeni çözüm sürecine dair bazı düşünceler..." başlıklı uzun yazısında bir aydın olarak farklı bir bakış açısı sunmadığı gibi işi getirip, "Tatminkâr bir çözüm yok" umutsuzluğuna bağlıyor ve siyasetçileri suçlu ilan ediyor. Peki aydınlar ne yapıyor?
Neyse asıl meseleye dönelim, ne yazık ki yazı, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir önceki süreci nasıl durdurduğu..." gibi yanlış ve yalan bir tespitle başlıyor.
Bu HDP ve Kandil'in yalanı. Çünkü çözüm sürecini bitiren Öcalan'a rağmen Demirtaş ve Kandil'di. Bu ikili, Suriye'deki ABD destekli "Rojava Devrimi" uğruna çözüm sürecini heba etti. Ardından da Kandil, "halk savaşı" çağrısıyla "hendek vahşeti" başlattı.
Doç. Aktürk, bu gerçeği saklayan biri olarak MHP Lideri Bahçeli'nin 22 Ekim'deki Öcalan çağrısına da bu nedenle önyargıyla bakıyor. Ezber bozan ve ciddi risk taşıyan çağrıyı şu "büyük" nedene indirgiyor:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir defa daha aday olabilmesi..."
Biraz dünyada olup bitenleri izleyen bir aydın, 40 yıldır bu ülkenin kanını emen terörü bitirmenin gerekçesi olarak bunu mu gösterir? Bu ülkeye de siyasete de güvensizlikten başka bir şey değil. Güya bu sonuçları elde etmeseler bu işe kalkışmazlarmış... Oysa tam tersinin olabileceğini bizzat kendisi söylüyor:
"Süreç bir defa başladıktan sonra kendi momentumunu yaratacak ve süreci başlatan iki aktörün niyetlerinden bağımsız olarak, hatta onlara rağmen, bizi daha iyi, demokratik açıdan daha olgunlaşmış bir Türkiye'ye götürecek."
Bu sonuç yeniden seçilmeyi de getirebilir ama esas olan bu muhteşem tabloya imza atıp tarihe geçmektir. Böyle bir Türkiye'yi istemez misiniz? Neden karamsarsınız ve kara bir tablo çiziyorsunuz?
Bir aydın olarak haksızlık etmeyin ve sadece Bahçeli'nin şu sözlerini bir kez daha düşünün derim:
"Komşu coğrafyalar kaynayıp karışmışken; dahası ülkeler deprem geçirirken Türkiye'nin milli birlik ve kardeşlik hissiyatını çok güçlü şekilde sahiplenmesi hayranlık uyandıran bir hususiyettir.
Manasız kuşkulara, maksatlı kurcalamalara ve mesnetsiz kuruntulara yer yoktur.
Türkiye için kader ve karar anı gelmiştir.
Ya bir ve beraber kardeşçe yaşayacağız ya da dış dayatmalarla, bölgesel fay hatlarının kırılmasıyla tetiklenen şiddetli bir yıkıma maruz kalacağız."
Böylesine önemli bir çıkışı, üstlenilen riski sadece bir seçime bağlamak hem siyaset bilmemektir hem de Türkiye'nin geldiği noktayı anlamamaktır.
En büyük bocalamayı da muhalif siyasi partiler ve aydınlar yaşadı. Onlar büyük oranda siyaset üretmedikleri ve bölgesel gelişmelere hazırlıklı olmadıkları için olup bitenleri anlamakta ve analiz etmekte çaresiz kaldı. Dönün yapılan bütün eleştirilere, değerlendirmelere bir bakın. Uçlara savrulan ve kötülükte sınır tanımayan mı dersiniz, terör örgütünün silah bırakmaması gerektiğini söyleyen mi dersiniz, katil Esad'a gözyaşı döken mi dersiniz, Suriye Nusayriler ve İran eliyle karışsın diye kışkırtıcı dil kullanan mı dersiniz hepsi var.
Ortak noktaları da "terörsüz Türkiye"nin gerçekleşmesinden ve Suriye'nin normalleşmesinden korkmaları... Elbette doğru eleştiriler ve uyarılar yapılmalı. Ama ne yazı ki hâlâ eleştiriler büyük oranda "siyasi kazanç" üzerinden yapılıyor. En insaflısı bile bu tarihi adımı Cumhurbaşkanı'nın yeniden seçilmesine bağlıyor. Bu açıdan en derli toplu eleştiriyi hadi analiz diyelim, CHP'ye yakın Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. İlker Aytürk yapıyor.
T24'te yayınlanan "Yeni çözüm sürecine dair bazı düşünceler..." başlıklı uzun yazısında bir aydın olarak farklı bir bakış açısı sunmadığı gibi işi getirip, "Tatminkâr bir çözüm yok" umutsuzluğuna bağlıyor ve siyasetçileri suçlu ilan ediyor. Peki aydınlar ne yapıyor?
Neyse asıl meseleye dönelim, ne yazık ki yazı, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir önceki süreci nasıl durdurduğu..." gibi yanlış ve yalan bir tespitle başlıyor.
Bu HDP ve Kandil'in yalanı. Çünkü çözüm sürecini bitiren Öcalan'a rağmen Demirtaş ve Kandil'di. Bu ikili, Suriye'deki ABD destekli "Rojava Devrimi" uğruna çözüm sürecini heba etti. Ardından da Kandil, "halk savaşı" çağrısıyla "hendek vahşeti" başlattı.
Doç. Aktürk, bu gerçeği saklayan biri olarak MHP Lideri Bahçeli'nin 22 Ekim'deki Öcalan çağrısına da bu nedenle önyargıyla bakıyor. Ezber bozan ve ciddi risk taşıyan çağrıyı şu "büyük" nedene indirgiyor:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir defa daha aday olabilmesi..."
Biraz dünyada olup bitenleri izleyen bir aydın, 40 yıldır bu ülkenin kanını emen terörü bitirmenin gerekçesi olarak bunu mu gösterir? Bu ülkeye de siyasete de güvensizlikten başka bir şey değil. Güya bu sonuçları elde etmeseler bu işe kalkışmazlarmış... Oysa tam tersinin olabileceğini bizzat kendisi söylüyor:
"Süreç bir defa başladıktan sonra kendi momentumunu yaratacak ve süreci başlatan iki aktörün niyetlerinden bağımsız olarak, hatta onlara rağmen, bizi daha iyi, demokratik açıdan daha olgunlaşmış bir Türkiye'ye götürecek."
Bu sonuç yeniden seçilmeyi de getirebilir ama esas olan bu muhteşem tabloya imza atıp tarihe geçmektir. Böyle bir Türkiye'yi istemez misiniz? Neden karamsarsınız ve kara bir tablo çiziyorsunuz?
Bir aydın olarak haksızlık etmeyin ve sadece Bahçeli'nin şu sözlerini bir kez daha düşünün derim:
"Komşu coğrafyalar kaynayıp karışmışken; dahası ülkeler deprem geçirirken Türkiye'nin milli birlik ve kardeşlik hissiyatını çok güçlü şekilde sahiplenmesi hayranlık uyandıran bir hususiyettir.
Manasız kuşkulara, maksatlı kurcalamalara ve mesnetsiz kuruntulara yer yoktur.
Türkiye için kader ve karar anı gelmiştir.
Ya bir ve beraber kardeşçe yaşayacağız ya da dış dayatmalarla, bölgesel fay hatlarının kırılmasıyla tetiklenen şiddetli bir yıkıma maruz kalacağız."
Böylesine önemli bir çıkışı, üstlenilen riski sadece bir seçime bağlamak hem siyaset bilmemektir hem de Türkiye'nin geldiği noktayı anlamamaktır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Sonraki Haber
Daha Fazla Gör
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- BİLSEM sonuçları belli oldu mu? 2025 BİLSEM ön değerlendirme sonuç takvimi...
- Mevduat faiz oranları bankalarda güncellendi! 500 bin TL’nin yeni getirisi ne kadar?
- AÖF final sınavları ne zaman? 2024-2025 AÖF sınav giriş belgesi erişime açıldı mı?
- Göbek yağları, basen... Yağlı bölgeleriniz anında eriyecek! Uzmanından 3'lü beslenme reçetesi
- AUZEF sınav sonuçları ne zaman açıklanacak, hangi tarihte? AUZEF sınav sonuçları nereden öğrenilir?
- Akaryakıt fiyatları 6 Ocak 2025 | Gece yarısı tabela değişiyor! Benzine zam mı gelecek?
- HMPV nedir, belirtileri neler? HMPV virüsü Türkiye'de görüldü mü, COVID-19’a benzer mi?
- SSK, Bağ-Kur'lunun en düşük maaşına REFAH ZAMMI! 15.000 TL taban aylık yolda: SGK girişi 2008 öncesi ve sonrasına...
- Van'da okullar tatil mi? Bugün okul var mı, yok mu? 6 Ocak MEB-Valilik kar tatili olan iller...
- Meteoroloji hava durumu raporu 6 Ocak | Ülkeyi lodos vurdu, kar hemen ardından geliyor: 15-16 dereceye kadar…
- Kabine Toplantısı ne zaman, saat kaçta? 6 Ocak 2025 Kabine gündeminde hangi konular var?
- Fenerbahçe-Hatayspor maçı bugün saat kaçta? 5 Ocak Pazar Fenerbahçe maçı hangi kanalda, şifresiz mi?