Eskiden yüzyıllık CHP, statükocu da dense "yolsuzluk" konusunda hassasiyetiyle bilinirdi. Şimdiki CHP ise Özgür Özel ve Ekremİmamoğlu ikilisi sayesinde ya "şaibelikurultayı" ya da "yolsuzluk" iddialarıyla anılıyor. Bu kadarla kalınsa iyi, durum görünenden daha vahim.
İstanbul Büyükşehir'den Beykoz Belediyesi'ne nereye dokunsanız pis kokular geliyor. Bizzat CHP'lilerin anlattığı onlarca yolsuzluk olayı var. Eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki "yolsuzluk" iddiaları bunun son örneği.
Aslında daha Beylikdüzü Belediyesi'yle başlayan bir yargılama sürece vardı ama kimse dönüp oraya bakmadı. İmamoğlu, Beylikdüzü Belediyesi'nden gelen tecrübesiyle işe gözü kara başladı. Oradan getirdiği ekibiyle kısa sürede sistemi oturttu. O ekibin içinde yer alan Murat Ongun zaten biliniyordu ama özellikle 4 kişiyi, FatihKeleş, Ali Nuhoğlu, Ertan Yıldız ve Tuncay Yılmaz'ı 4 yıldır ısrarla yazdım. Hem de yargıya, "Paranın izi sürülmeli" diye çağrı yaptım.
Hepsi önemliydi ama o günkü bilgilerime göre dikkat çeken isim FatihKeleş'ti ve piyasada "Kafa Koparan" lakabıyla anılıyordu. Şimdi İmamoğlu ile birlikte tutuklu. Sulh Ceza Hâkimliği'nin tutuklama kararında aynen şöyle deniyor: "Yöneticiliğini Fatih Keleş'inyaptığı yapıda, 'kasa' olarak tabiredilen işadamlarına ihalelerde ayrıcalıklartanındığı, rüşvet ve irtikapneticesinde elde edilen gayrimenkullerinbu işadamlarının üzerineverildiği..."
Buraya bir nokta koyup İstanbul'un devasa rant kapısı olan bir başka konuya "toprak döküm" meselesine dönelim.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü "İmamoğlu suç örgütü" kapsamında bu konu ne yazık ki ele alınmış değil. Sırası gelir mi bilemem ama toprak dökümü İstanbul'un en şaibeli meselesi. İSTAÇ'ın sitesindeki bilgilere göre İstanbul'da aktif olarak 15 alana toprak döküm yapılıyor. Yılda yaklaşık 40 milyon ton hafriyat dökülüyor. Milyarların döndüğü bir alandan söz ediyorum.
Bir süre önce İstanbul'un Sultangazi Belediyesi sınırları içindeki CebeciKöyü'ne gittim. Çevresi toprak tepeleriyle kuşatılan köy kahvesinde köylülerle sohbet edince şaşkına döndüm. FatihKeleş burada da karşıma çıktı.
Dökümü yaptıran ise adı sanı pek bilinmese de bir mafya babasının ifşasıyla duyulan Murat Gülibrahimoğlu... İşin o boyutu da çok karışık ama asıl karışık olan bu işadamının pervasızca bölgeyi dolgu alanına dönüştürmesi ve köylüleri evlerinden çıkmaya zorlaması. Bu konuda dava da açılmış. Ancak beni asıl şaşırtan yargı tarafından İmamoğlu'nun "kasası" olarak nitelenen Keleş'in bu işin içinde de olması. Köylüler, çevrede iş yapanlar, Keleş'ten söz ediyor ve araba bagajlarında çantalar dolusu paraların ona taşındığını söylüyordu.
Meğer Keleş'in, CHP İstanbul il binasının alınmasında "balya balya para" işinde çantalarla ortaya çıkması tesadüf değilmiş, adam tecrübeliymiş. Bu ilişkinin nasıl kurulduğunu araştırınca da toprak döküm işine İBB'nin ortak olduğunu gördüm. Keleş, döküm işini yapan Murat Gülibrahimoğlu'nun başkanı olduğu Kuzey İstanbul Gayrimenkulve Danışmanlık A.Ş'nin yönetim kurulu üyesi.
Yalnız son anda bir cinlik yapmış, 24 Ocak 2025 tarihinde o görevinden ayrılmış. Yani İBB'ye yönelik yolsuzluk operasyonundan sadece iki ay önce.
İşin en garip tarafı ise İBB'nin ortağı Gülibrahimoğlu'nun toprak döküm işiyle yetinmemesi, Cebeci köylülerini evlerini satmaya zorlaması. Orada yeni bir Göktürk projesi yapmak istiyormuş.
İki soru: Savcılık buradan giden balya balya paraların da izini sürecek mi?
Ve İstanbul'un göbeğinde bu para akışı ve bu zorlamalar olurken, ilgili kamu kurumları ne yapıyor, köylülerin feryadını duymuyor mu?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.