DEAŞ'ın Rusya saldırısının şifreleri
Rusya'nın başkenti Moskova, tarihinin en büyük terör saldırılarından birini yaşadı.
Saldırıda çok sayıda masum insan hayatını kaybetti.
Gözaltına alınanların tamamı yabancı uyruklu.
4 kişi doğrudan saldırıda yer aldı.
Tacikistan uyruklu oldukları ve Rusçayı çok iyi bilmedikleri söyleniyor.
Belki de öyleymiş gibi davranıyorlar.
Saldırganların görüntülerdeki hali çok profesyonel olmadığını gösteriyor.
Ancak saldırı öncesi kimse ile hiç temas etmemeleri ve birbirilerini tanımamaları üçüncü bir ülkenin istihbarat örgütü ya da örgütlerini işaret ediyor.
Teröristlerin Crocus Belediye binasına gittikleri ve kaçmak için kullandıkları aracın bir akraba bağlantısı aracılığıyla satın alındığı tespit edildi.
Belki çok profesyonel değiller ama ağır silah eğitimi aldıkları aşikar.
Planlayıcıların güvenlik sitemini ve bölgeyi uzun süredir takip ettiği de anlaşılıyor.
Bunun bariz örneği ise teröristlerin binaya girişleri ve kaçış yolları.
Sadece para için böyle bir saldırı yapmaları ise tutarlı değil.
Saldırının sorumluluğunu üstlenen DEAŞ- H yani Horasan eyaleti grubu.
Daha çok Afganistan ve İran'da faaliyet gösteriyor.
Son eylemlerini İran ve Türkiye'de yaptı.
Yakalanan teröristlerden birinin ilk sorgusunda Türkiye'den geldiğini anlatması işin boyutunun Rusya'yı kışkırtma ve aciz göstermenin dışında Türk-Rus ilişkilerini de hedef almayı amaçlıyor.
Teröristin Şubat ayında İstanbul'da gezdiğine ilişkin fotoğraflar çoktan ajanslara da düşmüştü.
Bu saldırının hem Ukrayna-Rusya savaşı üzerinde, hem de Ortadoğu'da kritik etkileri olacak gibi.
Yani bu saldırıyı planlayan bir taş ile iki kuş hatta üç kuş vurmak istiyor.
Nasıl mı?
Birincisi Rusya'nın dikkatini Suriye'ye çekmek isteyen Amerika ve Avrupa böylece Ukrayna cephesini rahatlatmak istiyor.
İkincisi Rusya ve Esad rejimi Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'e operasyon yapmak istiyor.
Nedeni ise bölgede radikal grupların Esad rejimine karşı büyük tehdit oluştuğu iddiası…
Bunun farkında olan Batılı güçler, yaklaşık 3 milyon kişinin yaşadığı İdlib'e, Rusya'nın müdahale etmesini istiyor.
Böylece İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamını meşrulaştırmak istiyorlar…
Batının ve İsrail'in eli daha da rahatlayacak. Bu da üçüncü neden.
Bu işin önündeki tek engel ise Türkiye'nin inisiyatifiyle oluşturulmuş olan Astana süreci.
Türkiye'yi ise bu kısmı ilgilendiriyor.
Türkiye sınırına gelecek milyonlarca kişiyi bu anlaşma ile tutuyor.
Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin bozulması için teröristin Türkiye'den geldiği algısı üzerinden hareket ediliyor.
Diğer bir durum ise hem Avrupa hem de Amerika DEAŞ terörünü yeniden hortlatıp kuzeydeki PKK/YPG yapılanmasına Rusya desteğini artırmayı hedefliyor.
Ortadoğu'da bir bahane ile ortaya çıkan DEAŞ, şimdi daha önce ABD'nin 20 yıl kaldığı Afganistan'daki grubu aracılığı ile terör saldırıları gerçekleştiriyor.
DEAŞ, 2015 yılından beri ABD ile savaşıyor ancak ne hikmetse hiç ABD'yi hedef almıyor.
Bilakis ABD ile mücadele eden ya da çıkarına göre hareket etmeyen ülkelere saldırıyor.
Rusya ise saldırı sonrası ilk günden beri rotayı Ukrayna'ya çevirmiş durumda.
Hatta Putin bu saldırıyı, halen savaşta olduğu Ukrayna'ya karşı bir propaganda aracına dönüştürecek.
Aslında her şey çok açık.
Tetiği kimin çektiğinin hiç önemi yok.
Tipik bir batı operasyonu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Reisi'nin Helikopter Kazası: Beş Soru, Beş Cevap (20.05.2024)
- Sorumluluk ve Ağustos Böceği (19.05.2024)
- İyilik: İnsanlığın En Güzel Yüzü (18.05.2024)
- Irak ile iş birliği ve terörle mücadelede yeni adımlar (25.04.2024)
- 23 Nisan: Dünya çocukları ve Gazze’deki umut (23.04.2024)
- Milli savaş uçağı KAAN neden önemli! (19.04.2024)
- İsrail - İran çatışması Gazze'yi unutturmasın! (17.04.2024)
- İran - İsrail çatışması: Ne şiş yansın ne kebap! (15.04.2024)
- Modern çağın tehlikesi: Etki ajanlığı (09.04.2024)
- Kaybedilen oylar kaybedilen yıllara dönüşür mü? (04.04.2024)