Rusya-Ukrayna Savaşı'nda 2 yıl geride kaldı. Her iki ülkede yara aldı. Ancak asıl soru bu savaşın kazananı kim oldu?
Daha önce 'Vekâlet savaşları ve Amerika'nın geride bıraktıkları' başlıkla yazımda Amerika'nın yürüttüğü vekalet savaşlarında istediğini aldıktan sonra geride bir enkaz bıraktığını dilim döndüğünce anlatmıştım.
Bugün Filistin'de yaşananlar Amerika'nın iki yüzlülüğünün fotoğrafıdır. Bir taraftan milyonlarca dolarlık silah yardımı yapacaksın, BM'de İsrail aleyhine kararlar almasına engel olacaksın. Sonra da çıkıp Refah'a yapılacak saldırıya karşıyız, iki devletli çözümü destekliyoruz diyeceksin. Üstelik İsrail'e milyonlarca silah yardımı onayı kapıdayken.
Amerika Birleşik Devletleri bu iki yüzlü siyasetini Ukrayna'da da sürdürüyor. Avrupa'nın da desteği ile milyonlarca dolarlık silahları Rusya'ya karşı Ukrayna'ya yığdı.
Batı, Ukrayna'ya verdiği maddî ve askerî desteği devam ettirmeye çalışsa da artık eskisi gibi değil. Hatta içlerine çatlak seslerin sayısı artmış durumda.
Batı'nın bu desteğinin devam edip etmeyeceği biraz şüpheli. Zira geçen hafta Ukrayna askerlerinin yaşadığı mühimmat yokluğu önemli kasabalarından olan Avdiivka'dan çekilmelerine yol açtı.
Her ne kadar son günlerde AB ülkelerinden ve ABD'den destek mesajları gelse de belirsiz bir duruma doğru ilerliyor.
Bilindiği üzere Rusya, Ukrayna ve Amerika bu yıl seçimlere gidecek. İçeriye yönelik mesajlar ve kazanan adaylar bu savaşın kaderine yön verecek.
Amerikan Kongresi'nde Ukrayna'ya 60 milyar dolarlık bir fon sağlanmasını öngören acil durum tasarısının bloke edilmesi, ABD'deki derin siyasi bölünmeyi ve artan Cumhuriyetçi muhalefeti göstermektedir.
Bu durum, ABD'de yaklaşan seçimlerle birlikte daha da karmaşık hale gelecektir. Kasım ayında Donald Trump'ın yeniden başkanlık koltuğuna oturması ihtimali, Ukrayna'ya yönelik askeri yardımın tamamen kesilme riskini artırmaktadır.
Batı'nın bu durumu göz ardı etmesi imkansız. Zira son günlerde, Batılı yetkililer, "Ukrayna'nın toprak konusunda taviz vermesi karşılığında NATO üyeliğinin kabul edilebileceğini" dillendirilmeye başladı bile. Batı'nın Ukrayna'yı daha küçük ve daha Batı yanlısı bir yapıya dönüştürme arzusu hem siyasi hem de stratejik açıdan açık bir hedef olarak görülmektedir.
Rusya açısından bakıldığında ise toprak alanını genişletse de son 20 yıllık birikimini, bu savaşa ve yaptırımlardan halkın minimum seviyede etkilenmesine harcadı. Rus yetkililer Kiev'i kısa sürede almayı planlarken savaşın uzaması şüphesiz Rusya'nın askerî gücünün de uluslararası kamuoyu tarafından sorgulanmasına yol açtı. İşte tam da bu yüzden ister istemez 'ABD, Ukrayna'da artık istediğini elde etti mi?" sorusu akıllara geliyor.
Savaşın sonunda Ukrayna parçalanacak, Rusya zayıflayacak ve Avrupa Amerika'ya bağımlı hale gelecek. Bu sorunun cevabı da sanırım 'Evet', ABD bölgede istediğini elde etmiş olacak.