Santa Maria Kilisesi saldırısı ve DEAŞ'ın gözde profili: Orta Asya uyruklular
Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesi saldırganları kısa sürede yakalandı.
Açıklanan ilk bilgi şüphelilerin terör örgütü DEAŞ ile ilgili bağlantılı olmasıydı.
Hatta terör örgütünün ajansı da iki teröristin maskeli fotoğrafını paylaşarak saldırıyı üstlendi.
İstihbarat ve İstanbul polisi saldırı sonrası yaptığı şok baskınlar ile teröristleri yakaladı.
Biri Rus biri ise Tacik uyrukluydu.
Teröristlerle bağlantısı olan kişiler gözaltına alındı.
Operasyonlar içeride ve teröristlerin dış bağlantıları üzerinde devam ediyor.
Ancak yakalanan terör örgütü üyelerinin hiçbir yerde kaydı yok.
Tahminim uzun süredir Türkiye'deler ve çatışma bölgelerinde hiç bulunmadılar.
Ancak İstanbul polisinin buna rağmen hücreyi takip altında tuttuğu da teröristlerin kısa sürede yakalanmasının bir kanıtı.
Teröristlerin Telegram'dan haberleştikleri ve sözde emirleri de yine aynı sistem üzerinden aldıkları düşünülüyor.
Ama saldırının zamanlamasının geçtiği kanaatindeyim. Polisin yılbaşı öncesi ve sonrası yaptığı operasyonlar bu hücreleri sessizliğe itti.
Teröristler saldırı emrini aldıktan sonra ne telefon ne de sosyal medya aracılığı ile görüşme gerçekleştirdi. Saldırı zamanı teröristlere bırakıldı.
Muhtemelen teknik takip ve dijital analizlerden de bu sonuca ulaşılacak.
Bu arada dikkat çekici olan ise teröristlerin milliyetleri.
Biri Rus biri ise Tacik uyrukluydu.
Terör örgütü DEAŞ'ın son yıllarda saldırılarında özellikle Orta Asya kökenli Özbek ve Tacik uyrukluları kullanması dikkat çekiyor.
Terör örgütü PKK/YPG de Türkiye'ye yönelik saldırılarda aynı yöntemle hareket ediyor. Kendisi ile siyasi ve ırk bağlantısı olmayan kişileri sahaya sürüyor. Bu da terör örgütlerinin aynı akıl tarafından yönetildiğini gösteriyor.
Geriye dönük yaptığımız kısa bir araştırmada ise karşımıza bu sonuçlar çıkıyor.
Türkiye'de Santa Maria Kilisesi dışında İstanbul'da 1 Ocak 2017'de bir eğlence merkezine düzenlenen saldırıyı Özbek asıllı Abdulkadir Masharipov yapmıştı.
3 Ocak 2024 tarihinde ise İran'da Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin mezarı yakınında düzenlenen tören sırasında meydana gelen saldırıyı DEAŞ üstlenmişti. İranlı yetkililere göre intihar bombacılarından biri Tacikistan vatandaşıydı.
DEAŞ 13 Ağustos 2023 tarihinde İran'ın Şiraz kentinde düzenlediği saldırının yöntemi Türkiye'deki kilise saldırısı ile benzerlik taşıyor. Şah Çerağ Türbesi'ne iki kişi silahlı saldırı düzenledi. 2 kişi öldü saldırıyı DEAŞ üstlendi. Yakalanan kişi ise Tacikistanlı Rahmatullah Nevruzof'du.
Nisan 2020'de ise Almanya yaptığı operasyonda ABD ve NATO Askeri Üslerine yönelik saldırı planladıkları belirlenen bir gruba operasyon yaptı. Saldırı planını sosyal medya iletişimi üzerinden çözen Almanya, saldırganın da uzun süredir ülkede yaşayan Tacik uyruklu bir kişi olduğunu iddia etti. Ancak kimliğini açıklamadı.
Bu olaylar, terör örgütlerinin sadece belli bir bölgeye değil, küresel düzeyde karmaşık bir ağa ve ideolojik hedeflere sahip olduklarını göstermektedir.
DEAŞ'ın uyuyan hücre yapılanmasının merkezi Avrupa ya da İran olabilir. Avrupa'daki sessizlik pek hayra alamet gözükmüyor. Hele ki Ortadoğu'daki çatışmalar büyüme arifesindeyken.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Reisi'nin Helikopter Kazası: Beş Soru, Beş Cevap (20.05.2024)
- Sorumluluk ve Ağustos Böceği (19.05.2024)
- İyilik: İnsanlığın En Güzel Yüzü (18.05.2024)
- Irak ile iş birliği ve terörle mücadelede yeni adımlar (25.04.2024)
- 23 Nisan: Dünya çocukları ve Gazze’deki umut (23.04.2024)
- Milli savaş uçağı KAAN neden önemli! (19.04.2024)
- İsrail - İran çatışması Gazze'yi unutturmasın! (17.04.2024)
- İran - İsrail çatışması: Ne şiş yansın ne kebap! (15.04.2024)
- Modern çağın tehlikesi: Etki ajanlığı (09.04.2024)
- Kaybedilen oylar kaybedilen yıllara dönüşür mü? (04.04.2024)