9 şehit,
9 can,
9 ana kuzusu,
9 eş,
9 kardeş,
9 vatan evladını şehit verdik
Bayrak için, millet için ülke için.
İsimleri, fotoğrafları, hikayeleri değişse de 40 yıldır acıları hiç değişmedi.
Soğuk bir kış gününde bizler sıcak evlerimizde rahat edelim, güvende kalalım diye eksi 20, 30 derecelerde sarp dağların zirvelerinde şehit olan yiğitler.
Türkiye binlerce vatan evladını terör örgütü PKK ile mücadele ederken toprağa verdi.
Ama ülkem bu acıya alışamadı.
Her seferinde ilkmiş gibi acısı kor gibi yüreğine işledi.
9 şehit hepimizde aynı acıya neden oldu.
İlk defa şehit haberi alıyormuş gibi milletçe kenetlendik, terörü lanetledik.
Millet olarak kenetlendik ama siyaset olarak yine birleşemedik.
Terör örgütleri ile mücadelede birleşmek yerine çıkar hesaplarına girdik.
Bindirilmiş kıtalar sosyal medya hesaplarından nefretlerini, kinlerini kustular.
Acılar üzerinden algı ve siyaset yapmaya çalıştılar.
Aslında sarıldıkları şey aynıydı.
Şehit ailesi üzerinden algı yapmak ve milletin sinir uçları ile oynamak.
Üstelik yapılan açıklamalar ve yalanlamaların da onlar için bir değeri yoktu.
Onlardan biri de depremzede şehit ailesinin çadırda kaldığı iddiasıydı.
Ama gerçek öyle değildi.
Peki o hikaye nasıl ortaya çıktı?
O fotoğraf karesini kim çekti?
Anlamayanlara anlatalım.
Kahramanmaraşlı kahraman şehidimiz Müslüm Özdemir'in acı haberi ailesine ulaştırıldığında bir ajans muhabiri şehit ailesinin yaşadığı bölgeye giderek çadırı çekiyor ve ailenin burada yaşadığını servis ediyor. Aslında o çadır devletin konteynerden önce verdiği ilk çadırdır. Orada bulunanların ısınması için de ateş yakılıyor. Ailenin bir komşusu da röportajda 'şehidin ailesine ev alacağı sözünü verdiğini' söylemesi üzerine bu haber büyüyerek yayılıyor ve bir siyaset malzemesi haline getiriliyor.
Doğrusu devlet tarafından açıklandı.
Ama acılar üzerinden siyaset ve algı durmadı.
Allah vicdan ve akıl versin.
Bunun yanında beşikteki bebeğin bile bildiği bir durum var.
Terör örgütü PKK/ YPG Suriye'de ABD desteği ile 60 bin kişilik silahlı gücü olan bir 'teröristan' devlet kurmaya çalışıyor.
Aralarında NATO üyesi ülkelerinde bulunduğu, dost görünen devletler de bu eli kanlı örgüte en üstün askeri teknolojilerini aktarıyor. Aktarmakla da kalmıyor, o teknolojileri kullanmaları için eğitim vermeye de devam ediyor.
Siyasiler birleşmeli tüm partiler yek vücut olarak teröre ve destekçilerine tepki göstermelidir. Üstelik bu iktidarın, muhalefetin işine yarar demeden. Açık gizli seçim ittifaklarının tarafları ne der? demeden.
Yoksa siyasi partiler şehitler üzerinden 'acınız paylaşıyoruz' söylemleri 'çıkarcılıktan öteye gidemeyecek.