Bazı anlar ve olaylar vardır... Ön plandaki kişiler kadar değerler sistemini ve dengeleri de ilgilendirir.
İşte öyle anlarda o kişilerle ünsiyetiniz ne olursa olsun konu, şahsi olmaktan çıkıpilkesel duruş veya yerine göre varoluşmeselesine dönüşüverir.
Bu noktada, AK Parti özelinde ele alınmaya değer iki ciddi örnek söz konusu... Parti dinamiklerine de dokunan bu tarz yorumların, "karşı mahallekarışsın" diye el ovuşturanlara malzeme vermemesi esastır. Ama yine de gelecek adına, tarih tekerrür etmesin misali, lisan-ı münasiple yazılması gereken temenniler de vardır. İlk hadise, Kasım 2019'da gerçekleşmişti. Merak edenler, TBMM'deki tartışmaların detaylarını açıp okuyabilir. Bizim odaklandığımız yön "siyasi refleksle"ilgili... AK Parti Grup BaşkanvekiliÖzlem Zengin'e yönelik, "Bu kadına haddinibildiriniz!" diyen ve 28 Şubat zihniyetinihortlatan CHP Grup Başkanvekili EnginÖzkoç'a verilmesi gereken tepkinin zamanlamasıve dozunu unutmamak gerekiyor. Zengin,TBMM zemininde neredeyse tek başına kalarak,adeta kendi hakkını savunmak zorunda hissetmişti.
Ta ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, olayı öğrenip tavır alana kadar. O dakikadan itibaren AK Parti kurumsal kimliği, sivil toplum kuruluşları, hatta medyanın bir kısmı harekete geçmiş ve ortak hassasiyetleri dile getirmiş, Özkoç da özür dilemişti. Benzer bir örnek de geçen haftayaşandı.
Döviz kurları üzerinden oynanan oyunla birlikte, Hazine ve Maliye Bakanı BeratAlbayrak, sosyal medyada organize bir grup tarafından linçe uğradı. AK Parti yöneticileri, milletvekilleri ve dahi medya -birkaç istisna hariç- aradan 24 saat geçtikten sonra reaksiyon gösterebildi. Hele bir kısım iş insanının beyanı ise samimiyet açığı ile maluldü! Denilebilir ki...
Konu teknik... Ne olup bittiğini çözmeye çalışıyorduk... Parti disiplini içinde davranıyor, bir hataya yol açmak istemiyorduk vs.
Hepsine amenna!
Lakin AK Parti'nin değerler sistemini, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'ni, Cumhurbaşkanının politik tercihlerini, toplamda Türkiye'nin istikrarını hedef alanbir kampanya karşında otomatik reflekssergilenebilmeli.
Yani... Makul bir tepki ve ilkesel duruş içinişaret beklenmemeli.
Hangi durumlarda?
Siyaset yapılan kurumun savunduğu prensipler ile liderliğinin doğrudan ya da dolaylı hedef tahtasına oturtulduğu durumlarda.
İlk anların sıcaklığı geçince zaten olayın adı konulur, cevabı fazlasıyla verilir. Nitekim bu örnekte de aynısı oldu. Ve nihayet...
Ekonomide, görünür gerçeklerin yanında, yazılımın geri planındaki işlemci ve verilerin beraber yorumlanması zorunludur.
Bir başka ifade ile "algı operasyonu"vurgusunun ötesinde hem piyasada uyumlueylem içindeki kişi ve kurumların ortaya konmasıhem de bunların tezlerine objektif karşılığınverilmesi gereklidir. Bazı vakıf üniversitelerindekiakademisyenler, yabancı fonlarınTürkiye temsilcileri, muhalefet partilerindekieski bürokrat-yeni siyasetçiler, IMF'nin vekredi değerleme kuruluşlarının akıl danıştığıaktörler...
Dertleri, Türkiye ekonomisi mi yoksa ekonomi üzerinden birikmiş siyasi hesapların ve ticari çıkarların görülmesi mi? Hepsini tanıyoruz...
Yüreğinde zerrece ülke sevgisi kalanları, karamsarlık virüsü yayan profesyonellerden (!) ayrıştırıyoruz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.