Nuri Şahin futbolculuk kariyerine
Antalyaspor'da son verdi, hemen ardından da Antalyaspor'a teknik direktör oldu.
İki yıl boyunca hiçbir başarı elde edemedi ama dünyanın sayılı futbol takımlarından
Borussia Dortmund'a teknik direktör oldu. Hem de 36 yaşında.
Nasıl oldu bu?
Sergen Yalçın da bunu soruyor işte. Diyor ki: "Dortmund'a hoca olmak bu kadar kolay mı?.. Antalya'da 2 sene çalış, hiçbir şey yapma. Hiçbir başarı yok... Sonra Dortmund'a hoca ol. Bu nasıl oluyor? Bu basit bir şey mi? Teknik direktörlükte bir yere gelmek için bazı başarılar elde etmen gerekmiyor mu?.."
Dikkat isterim:
Dortmund teknik direktörlüğünde ne kadar başarılı olduğu ayrı bir konu; bu şansı nasıl elde etti, soru bu!..
***
Sergen Yalçın'ın sorusuna henüz sadra şifa cevap veren olmadı. Zaten futbol adamlarının cevaplandırabilecekleri soru değildi. Çünkü futboldan ziyade siyonist networka içkindi.
Nitekim, Nuri Şahin de cevap vermemiş. Daha doğrusu, denemiş ama olmamış.
Bakınız ne demiş: "Güldüm yani. Yalan yok, yani komik. Bana yakışmaz bu konulara çok girmek. Bir yandan çok güldüm; çünkü zaten o yüzden yapılan bir şey. Reyting olsun, konuşulsun, ona sallayayım, buna sallayayım... Dortmund gibi büyük bir kulübün beni hangi kriterlerle hoca yaptığını öğrenmek istiyorlarsa burada bir sürü departman var, onlarla görüşebilirler. Hiçbir sıkıntı yok..."
Takdir edersiniz ki bunlar cevap falan değil, laf dolaştırmak.
Komik bulmuş, gülmüş falan, iyi güzel de, keşke nedenini söyleseydi, belki biz de gülerdik.
Hadi dediği gibi meraklısı üşenmesin sorsun, Dortmund kulübü ne cevap verecek?
"Nuri Şahin'in başarılı teknik direktörlük geçmişi bizi adeta büyüledi..." diyecek hâlleri yok ya. Başta da söyledik Antalyaspor'u 2 sezon çalıştırmanın dışında ne tecrübesi var ne de herhangi bir başarısı.
Borussia Dortmund en fazla, "Ondaki teknik adamlık cevherini gördük..." diyebilir.
***
Nuri Şahin'deki "cevher" şudur:
Geçtiğimiz yıl
Antalyaspor-Gaziantep maçı öncesi, faşist İsrail'in
Gazze'de yaptığı soykırımda hayatını
kaybedenlerin anısına saygı duruşu
düzenleneceği için maça çıkmama
kararı alan Antalyaspor'un İsrailli futbolcuları
Jehezkel ve
Safuri'yi arkalamasıdır...
"Benim oyuncularım aynı zamanda insan. Onların da bir ülkesi, inancı var. Herkes bu konuda özgür..." demesidir. Yani, "Kalbimiz ve düşüncelerimiz İsrail'den yana" diyen mahut siyonist futbolcuların sözleşmelerine aykırı olsa da maça çıkmamalarını normal görmesi, bir bakıma İsrail'in soykırımını desteklemeye hakları olduğunu dile getirmesidir.
Oysa insan olmak soykırıma karşı çıkmayı gerektirir. Bu aynı zamanda evrensel hukuk ilkelerinin icbar ettiğidir.
Nuri Şahin'in ardından Antalyaspor Teknik Direktörlüğü'ne getirilen
Sergen Yalçın, Trabzonspor maçında attığı golden sonra kolundaki yazıyı göstererek soykırımı destekleyen
Jehezkel'e ceza verilmesi üzerine, "Ülkenin hassas noktalarına dokundu. Profesyonel bir futbolcunun yapmaması gereken bir davranıştı... Hassas noktalar futboldan, spordan daha önemli..." demişti.
Soru şudur:
Nuri Şahin o siyonist futbolcuları arkalamak yerine Sergen Yalçın gibi tepki gösterseydi,
Dortmund'a teknik direktör olabilir miydi?