CHP'nin İBB Başkanı'nın yağlı tabloyla imtihanı çok çetin geçiyor!
İlkini unutmuş olamazsınız: Fatih Sultan Mehmet portresini 6.5 milyona satın almıştı hani.
Şamata demeyeyim de felaket bir coşkuyla reklam etmişti. Murat Bardakçı"İtalyan RessamBellini'nin FatihSultan Mehmet tablosuşöyle dursun, o parayaRönesans dönemindenkalma herhangi birtabloyu satın alamazsın"deyince, ortada coşkufalan kalmamıştı. CHP Milletvekiliİlhan Kesici de "Sahtetablo üzerinden reklamyapılmaz. Kendi belediyemizama bu çok yanlış" açıklamasınıyapınca "şov" elinde patladı.
Temel atmama töreni dışında akılda kalan hiçbir icraatı olmayan talihsiz başkanın İBB kasasından 6.5 milyona satın aldığı tablo telmaşa çıkınca haliyle örselenmiş oldu.
Bunun hüsranıyla mıydı bilemem ama hemen akabinde türbe tekmelerken görüntülenmişti.
Ben sanmıştım ki bundan kelli hiçbir tabloya elini sürmez.
Yanılmışım ki ne kadar.
Geçenlerde yine bir yağlı boya tabloyla gündeme geldi.
Gazeteci İsmail Saymaz, İmamoğlu'nun kendisini evinde ziyaret ederek Ressam Mustafa Ayaz'ın "enfesbir tablosunu" armağan ettiğini duyurmuştu ya onu diyorum.
"Enfes" diyor ama...
Aydınlık yazarı Gaffar Yakınca'nın "Hediye kabulü gazetecilik etiğinde ciddi bir başlıktır. Mesela NYT etik kodlarına göre 25 USD (195 TL) üstündeki hediyeler rüşvet sınıfına girer, kabul edilemez. Mustafa Ayaz'ın yağlı boya tabloları 12-25 bin TL arasında alıcı bulmaktadır..." şeklindeki tweet'i üzerine yaptığı açıklamada resimden / tablodan anlamadığını ifade etmiş.
Madem resimden anlamıyor "enfes" olduğunu nasıl anlamış, bilemiyorum.
Yine de tebrik etmek lazım; resimden / tablodan anlamadığını itiraf etmekle kendisiyle barışık olduğunu ortaya koydu. Soner Yalçın arkadaşımız olsaydı yağlı boyanın tarihinden girip Google'ı ağlatır, alayımızı da kompleksten gebertirdi. (Gerçi İsmail'in sorunu anlamadığı konulardan ziyade anladığı konularda. Fazilet Durağı konusunda mesela, İmamoğlu'yla koro halinde kanı donmuştu.)
Beni aradığında, NYT etik kodlarını esas alırsa mahcup olacağını dile getirmiş, Türk geleneksel etik kodlarını esas almasını salık vermiştim.
Ne mi yaptı?
Dinlemedi. Daha doğrusu kısmen dinledi. Ne NYT etik kodlarından vazgeçti ne Türk geleneksel etik kodlarından.
Düğün hediyesinin geleneklerimizdeki yerinden bahsettikten sonra, "Bizde yazılı olmayan kural gazetecinin maaşı ile satın alamayacağı hediyeyi kabul etmemesidir. Bu tablo benim gelirimin yeteceği bir şey..." demiş. (Anlaşılan o ki, vasatı 5 yandaş yazarçizerin toplamına denk geliri varmış. Allah bereket versin de bu durumda kendisi "bağımsız" gazeteci onlar yalaka - yandaş nasıl oluyor peki?)
En önemlisi de "İmamoğlu hediyelerikendi şahsi parası ile aldı" demiş.
Düğün hediyesi vermek için evine misafir gelen İmamoğlu'na, "Bu tabloyu bana hediye ediyorsun ama kendi paranla mı aldın?" diye mi sormuş?
Kendi parasıyla almasaymış kabul etmeyecek miymiş?
Madem aklımıza düşürdü o halde soralım: İmamoğlu'nun kendi parasıyla aldığına dair bir belge (makbuz / fatura her neyse) var mı?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.