Rusya - Türkiye ilişkileri son yıllarda çok önemli 2 sınavdan geçti.
Biri, 24 Kasım 2015'teki Rusuçağının düşürülmesiydi.
Dönemin başbakanı Davutoğlu"Emri ben verdim" demişti hani. Gerçi aynı yıl "Benim emir vermem mümkün değil, angajman kuralı uygulandı" şeklinde tevil etmişti. Ne var ki sonraki yıllarda bu tevile yenilerini eklemişti.
Hülasa...
Rus uçağının düşürülmesi Türkiye -Rusya ilişkilerinin son yıllarda geçtiği en önemli sınavlardan biriydi. Bu gayet nettir, hiçbir tevil götürmez.
Diğeri mi? Karlov cinayetidir. Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un 19 Aralık 2016'da suikast sonucu öldürülmesidir.
Her iki hadisenin de FETÖ /Gladyo marifeti olduğu artık biliniyor.
Neyse ki, Rusya ve Türkiye zokayı yutmadı. Yani, mahut provokasyonun ilişkilerini tarumar etmesine izin vermediler.
Rusya uçağının düşürülmesi, Rusya ile Türkiye'yi her şeyden önce Suriye'de karşı karşıya getirmeye yönelikti. Karlov'un katilinin attığı sloganlar da aynı hedefin göstergesiydi.
Tam tersi oldu...
Türkiye ve Rusya karşı karşıya gelmek yerine onca kriz yaşadıkları halde Suriye'de (Türk ve Rus askerinin birlikte devriye faaliyetine varıncaya kadar) birlikte çalışmayı başardılar. Astana süreci nihayetinde bu "birlikteliğin" sonucudur.
Rusya, Esad'ın daveti üzerine Suriye'de bulunduğunu iddia etmişti. Türkiye de güney sınırlarında terör devleti kurulmasına izin vermeyeceğini söyleyerek...
ABD her zamanki gibi gerekçesini kendisi üretti.
Nasıl ki 11 Eylül saldırısınınardından Irak'a demokrasi götürmeaşkı tuttu, bu sefer de (güya) terörübitirme sevdasına tutuldu.
Bunun için tüm dünyada dehşet yaratacak bir terör örgütüne ihtiyacı vardı. Entegrist sosyolojinin de yardımıyla bu terör örgütünü üretmekte zorluk çekmedi.
Sonra da ürettiği bu örgütü (DEAŞ) bitirmek gerekçesiyle "kara ordumuz" dediği PKK'nın Suriye kolunu binlerce TIR silahla teçhiz etti. Trump geçenlerde, "Bizden önce DEAŞ tüm dünyayı kasıp kavuruyordu, biz geldik; bitsin dedik, bitti" demişti.
DEAŞ "bitti" fakat...
DEAŞ üzerinden alan açtıkları malum terör örgütüyle petrol anlaşmaları yapıyorlar.
Lafın düzünü edelim:
Hangi başkan göreve gelirse gelsin ABD'nin bölgedeki enerji ve İsrail politikası değişmez.
ABD bölgede her istediğini elde etmek için de öncelikle Rusya - Türkiye ilişkisini bozmak zorunda olduğunu iyi biliyor.
Rus uçağının düşürülmesi, Karlov cinayeti, Suriye ve Libya'da yaşanan ihtilaflar buna yetmedi. Üstelik, Türkiye Rusya'dan S - 400'leri satın aldı.
Ne ki bu defa masada "açmaz" mesabesinde bir sınav var.
Zira, Rusya Ermenistan'a, Türkiye Azerbaycan'a duyarsız kalamaz.
Şayet her iki ülke bu zorlu sınavı da geçerse...
ABD Dışişleri Bakanı PompeoYunanistan ile Kıbrıs Rum Yönetimiarasında daha çok mekik dokur...
Türkiye'ye karşı tüm seçeneklerin masada olduğunu söyleyen Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel daha çok boş konuşur!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.