Kız kardeşinin eşi Tümamiral HakanÜstem'in 15 Temmuz'a bilfiil katılanFETÖ'cüler arasında yer almasıüzerinden müstafi Tümamiralimiz CihatYaycı'yı itibarsızlaştıranlara karşı çıkmıştım.
Mesela, FETÖMETRE yöntemiyle FETÖ'ye göz açtırmadığını hatırlatmıştım.
Lakin "Cihat Yaycı ve 2 zıt tavır" (21 Mayıs 2020) başlıklı söz konusu yazımda,
istifasını da doğru bulmadığımı belirtmiştim.
Zira hiçbir bürokrat seçilmiş sivil siyasi iktidarın iradesinden vareste değildir.
"Küresel sistemyandaşı muhalifler"Erdoğan hükümetineçakmak içinCihat Yaycı'nın istifasınıaraçsallaştırarak,"Yaptıkları ve yazdıklarıABD'yi veya emperyalistleri rahatsızettiği için istifa etmek zorunda bırakıldı"demişlerdi.
Her şeyden önce TSK'yı töhmet altında bırakan müfsit bir lakırdıydı bu.
İşin tuhafı, bu müfsit lakırdıyı terennüm edenlerin önde gideni ABD kanalı FOXTV'ydi.
İşin daha da tuhafı...
ABD'yi rahatsız ettiği için istifa etmek zorunda bırakıldığı iddia edilen amiralimiz Cihat Yaycı, birkaç gün evvel FatihAltaylı'yla Mavi Vatan'ı konuştuğu 2 saatlik programda, ABD'yi rahatsız edecek tek kelime etmedi.
Tam aksine...
ABD'nin Dedeağaç'ta üs kurmasını ve sınırımızda Yunanistan'la tatbikat yapmasını gayet doğal karşıladı.
Hatta, "Bize karşı değil Ruslarakarşı tatbikat yapıyorlar, Ruslardüşünsün!" dedi.
Değerli amiralimiz, "ABD'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne silah ambargosunu kaldırmasını da Ruslar düşünsün" der mi, bilmem.
Fakat derse de dili şişmez. Benzer yaklaşımla konuyu, ABD ve Rusya'nın GKRY'daki rekabetine rahatlıkla bağlayabilir.
Cihat Yaycı aynı programda Fransa'nın afra tafralarını AB'ye liderlik hırsına ve Yunanistan'a silah satmasına bağladı.
Fransız uçak gemisini mi? Bu gemilerin arada bir böyle dolaşmaları zaten gerekliymiş, yoksa paslanırlarmış!
Geriye ne kaldı?
Yunanistan...
Değerli amiralimiz Yunanistan ile Doğu Akdeniz'deki sorunumuzu uluslararası hukukla çözeceğimizi söyledi. Yunanistan hep böyle mızmızlanarak 3 kez topraklarını genişletmişti ama bu sefer elimiz güçlüydü, hukuk yanımızdaydı.
Gördüğünüz gibi değerli amiralimizin ağzından bal damlıyor.
Bitmedi; şu ballı kaymak ifadesini de serdetti: "Biz ne Amerikancı neRusyacı ne de Avrasyacı olmalıyız. Biz Türkiyeci olmalıyız..."
Ne güzel, ne şahane değil mi?
İyi de bizi deli mi öptü? Madem karşımızda bir tek Yunanistan var, yarın öbür gün başımızı ağrıtacak müttefik arayışlarına da girmeye zaten gerek yok...
Gelgelelim, değerli amiralimiz "İsrail'le anlaşmalıyız" diyor!
Kime karşı mı? Tamamen bilimsel; "münhasır ekonomik bölge" icabı. Yani "win - win" hesabı. (Hâlâ ikna olmadıysanız, "Yunanistan'a karşı")
Fakat, İsrail'le nasıl olacak o iş?
ABD'den bağımsız İsrail veya İsrail'den bağımsız ABD düşünülemez ki.
"Küresel sistem yandaşı zırto muhalifler" lafın burasında, "Olsun fena mı işte, ABD'yle de işler tıkırında gider!" diyeceklerdir.
ABD'nin Doğu Akdeniz'de bize karşı oluşturduğu sinsi ittifaka, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki ayağına TIR'larca silah vermesine veya Fetullah'a yardım ve yataklık yapmaya devam etmesine ne diyeceğiz peki?
Hadi diyelim bir an için bütün bunları unuttuk...
İsrail bin yıllık enerji sorununu halleden (hatta enerji ihracatçısı konumuna gelecek olan) yeniden büyük Türkiye'yi yanı başında kabul eder mi bakalım?
MOSSAD Başkanı daha şimdiden "Gerçek tehdit kırılgan İran gücü değil Türkiye'dir" diyor.
Keşfettiği enerji kaynaklarıyla yarınlarda katbekat güçlenecek Türkiye'ye göz yumarlar mı sanıyorsunuz?
Stratejik akıl bizi yarınlara ulaştıracak dengeyi / ittifakı icbar ediyor!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.