Bilgisizliğin, muvazeneyi dağıtmanın, idraksizliğin ve hatta madrabazlığın bile kendine göre bir izahı vardır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun yok!
Gerçekten çok üzülüyorum. Neden böyle diye kendime sorup duruyorum, lakin tatmin edici bir yanıt bulamıyorum.
Yanlış anlaşılmasın, Kılıçdaroğlu'nu eleştirmek gibi bir niyetim yok.
Hele hele AK Partili arkadaşlar gibi "Kaset kumpasıyla CHP'nin başınagetirilen hasbelkader bir genel başkandanne beklenir ki zaten..." demek istemiyorum.
Madem CHP'li dostlarımızın ona itirazları yok bize de laf düşmez. Birbirlerini kurultaylarda falan görüp beğenmişler sonuçta.
Tamam, dilimin altındaki baklayı daha fazla saklamayacağım: Kutuplaşmaktan çok yoruldum.
Evet bildiniz; CHP'lilerle "kucaklaşmak" istiyorum. Yok yok, öyle "istikşafi" değil direkt kucaklaşmaktan bahsediyorum.
Hayır, şaka yapmıyorum. Şakadan zaten hiç hoşlanmam, ironiden de artık zevk almıyorum.
E tabi "kucaklaşmak" için de anlamaya çalışıyorum.
Takdir edersiniz ki anlamayınca tastamam kucaklaşmak mümkün olmaz. En azından randıman alınamaz.
Anlamaya da genel başkanlarından başlamamın doğru olduğunu düşünüyorum.
Fakat, Kılıçdaroğlu geçen gün öyle bir açıklama yaptı ki şaştım kaldım.
Aynen şunu dedi: "Doğu Akdeniz'dezengin petrol var, doğal gaz yataklarıvar. Amerika orada, Yunanistan orada,Kıbrıs Rum Yönetimi orada, Mısırorada, Katar orada... Hepsi orada. Birtek devlet yok, Türkiye! Niye yok?...Hangi gerekçeyle yok Türkiye orada?.."
Tuhaf, çok tuhaf!
Türkiye'nin ve KKTC'nin haklarını korumak için Fatih, Yavuz ve Barbaros gemilerimizle Doğu Akdeniz'de bulunmamız nedeniyle Rum Kesimi kaç zamandır hop oturup hop kalkıyor.
Günlerdir haftalardır hatta aylardır bu konu o kadar konuşuldu ki sağır sultan bile duydu. AB, Doğu Akdeniz'den çekilmemiz için tehdit etti; Mavi Vatan'ımızdan vazgeçmeyince de ambargo koydu.
Kılıçdaroğlu da aylarca sonra yaptığı söz konusu açıklamada "Türkiye Akdeniz'de neden yok" diyor!
Biz de Akdeniz'deki müstevli kuşatmasına karşı neden tek bir kelime etmiyor diyorduk...
Keşke demeseymişiz!
Bu açıklama cehalet sarhoşluğuylaizah edilemez. Zira bu seferki durum çok farklı.Öyle casus Parvus Efendi'yi "milli kahraman"zannetmesine hiç benzemiyor.
Bir fıkra olarak portresini çıkarma gayretinin dışında hiçbir rasyonel izahı yok.
Hadi 2017'den beri Akdeniz'de Barbaros gemimizle araştırma yaptığımızı bilmiyorsun bari şecaat arz etme.
Böylesi hamakat görülmemiştir!
Keşke diyorum Bodrum - İstanbul hattındaçalışan "tamamen sembolik" belediyebaşkanı gibi biraz pratik zekalı olsaydı.
En azından Kanada Büyükelçisi'ni arar ondan sonra açıklama yapardı.
Bu arada hazır yeri gelmişken söyleyeyim: Kanada Büyükelçisi İstanbul'daki sel felaketi için ne düşünüyor bilemiyorum ama sorumluluğunu yerine getirmeli.
Öyle meteorolojiye suçu atmakla kurtulamaz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.