CANLI YAYIN
Harici ve dahili algı operatörleri 2011'den itibaren Erdoğan ve AK Parti nefretini belirli bir sosyolojiye sistematik bir şekilde yerleştirdiler.
Dikkat buyurun:
Söz konusu tarih, Fetullah kapatması Abant aydınlarının, "Erdoğan değişti" yaygarası yaptığı tarihtir.
Aynı aydınlar 2002'den 2011'e kadar, "Erdoğan gibi bir lider bir daha gelmez, onun gibisi dünyada yok" şeklinde goygoyculuk yapmışlardı.
Erdoğan değişmedi ama bunlar değişti.
Değişim tarihleri, Fetullah Gülen'in "teknik nakavt" tesmiye ettiği 2011 tarihidir.
Malumunuz, 2012'de MİT kriziyle başlayıp 17- 25 Aralık 2013'te "teknik nakavt" kalkışması yaptılar, 15 Temmuz'da da bilfiil işgal girişiminde bulundular.
Tuhaf olan şu ki 2011'e kadar (otonom yapılarıyla) "teknik nakavt" aşamasına gelinceye değin zulmettikleri çevrelerin birçoğuyla şimdi birlikte hareket ediyorlar.
Bütün bunları da algı faaliyetiyle kamufle ediyorlar.
Lakin, algı deyip geçemeyiz. Artık günümüzde algılar olgulardan daha işlevsel.
Erdoğan ve AK Parti nefretini masaya sürdün mü en aklı başında "muhalifin" bile aklını şappadak alabiliyorsun.
O derece kullanılmaya elverişli hale getirildiler.***
"Muhalif "dediğim de "küresel iktidara muhalefet edenlere muhalif" sadece. Yoksa küresel iktidara tek lafları yok. Tam aksine, çok uluslu müstekbirlerin gözlerine bakıyorlar.
Erdoğan ve AK Parti nefreti üzerinden belirli bir sosyolojiye operasyon çekmek, gerçekleri tersyüz ederek gündüz gözüyle yutturmak artık çocuk oyuncağı.
Bakınız, daha geçen gün ODTÜ'de olaylar çıktı. Hiç sormadan, sorgulamadan anında hizaya geçtiler.
Mevzu ne? ODTÜ'de yurt açılması...
Kredi Yurtlar Kurumu'nun görevi ne peki? Öğrencilerimizin barınma sorununu nitelikli yurtlarla en ucuz şekilde çözmek...
Rektörlüğün görevi de barınma sorununu yetkililere sunmak. Yani üniversite talep edecek, KYK de yapacak.
Muhalif güruh "Faşist, homofobik ve cinsiyetçi KYK" yurt yapmasın diyor.
"Öğrenciler cemaat yurtlarına mahkûm oluyor" diyen muhalif güruh da orda burda sosyal medyada buna destek veriyor.
Desteği alan şapşikler de anında coşup Türk polisine, "onursuz, şerefsiz, fuhuş yapın" diye çemkirebiliyor.
Mansur Yavaş da "Biz Belediye olarak yurt yapıp ODTÜ'ye hibe edelim" diyerek popülizm yapıyor.
Her şeyden evvel, yurt yapmak belediyenin değil KYK'nin görevidir.
Utku Reyhan, "ODTÜ'ye yapılacak KYK yurdu, bir Truva Atı olacak, devlet ODTÜ'nün yapısını bozacak" şeklinde yaptıkları açıklamanın tercümesini yapmış.
Gelin birlikte okuyalım: "Biz ODTÜ'deki 40-50 sahte solcu, peşimize bazı saf öğrencileri de takıp, devlet karşıtı bir iklim yaratıyoruz. Bunu bazen bizden olmayan öğrencilere şiddet uygulayarak, bazen de gürültü kopararak yapıyoruz. Üstelik bunu PKK/ HDP şemsiyesinde gerçekleştiriyoruz. Şimdi buraya ucuz devlet yurdunda kalacak 2 bin gariban Anadolu çocuğunu (onların dilinde "çomar") getirip, oyuncağımızı elimizden almak istiyorsunuz..."
Muhalif güruh Erdoğan ve AK Parti nefretiyle öyle malul hale getirildi ki bunları dolaysız, açık şekilde söyleseler de müşteri kaybetmezler.
Dikkat buyurun:
Söz konusu tarih, Fetullah kapatması Abant aydınlarının, "Erdoğan değişti" yaygarası yaptığı tarihtir.
Aynı aydınlar 2002'den 2011'e kadar, "Erdoğan gibi bir lider bir daha gelmez, onun gibisi dünyada yok" şeklinde goygoyculuk yapmışlardı.
Erdoğan değişmedi ama bunlar değişti.
Değişim tarihleri, Fetullah Gülen'in "teknik nakavt" tesmiye ettiği 2011 tarihidir.
Malumunuz, 2012'de MİT kriziyle başlayıp 17- 25 Aralık 2013'te "teknik nakavt" kalkışması yaptılar, 15 Temmuz'da da bilfiil işgal girişiminde bulundular.
Tuhaf olan şu ki 2011'e kadar (otonom yapılarıyla) "teknik nakavt" aşamasına gelinceye değin zulmettikleri çevrelerin birçoğuyla şimdi birlikte hareket ediyorlar.
Bütün bunları da algı faaliyetiyle kamufle ediyorlar.
Lakin, algı deyip geçemeyiz. Artık günümüzde algılar olgulardan daha işlevsel.
Erdoğan ve AK Parti nefretini masaya sürdün mü en aklı başında "muhalifin" bile aklını şappadak alabiliyorsun.
O derece kullanılmaya elverişli hale getirildiler.
Erdoğan ve AK Parti nefreti üzerinden belirli bir sosyolojiye operasyon çekmek, gerçekleri tersyüz ederek gündüz gözüyle yutturmak artık çocuk oyuncağı.
Bakınız, daha geçen gün ODTÜ'de olaylar çıktı. Hiç sormadan, sorgulamadan anında hizaya geçtiler.
Mevzu ne? ODTÜ'de yurt açılması...
Kredi Yurtlar Kurumu'nun görevi ne peki? Öğrencilerimizin barınma sorununu nitelikli yurtlarla en ucuz şekilde çözmek...
Rektörlüğün görevi de barınma sorununu yetkililere sunmak. Yani üniversite talep edecek, KYK de yapacak.
Muhalif güruh "Faşist, homofobik ve cinsiyetçi KYK" yurt yapmasın diyor.
"Öğrenciler cemaat yurtlarına mahkûm oluyor" diyen muhalif güruh da orda burda sosyal medyada buna destek veriyor.
Desteği alan şapşikler de anında coşup Türk polisine, "onursuz, şerefsiz, fuhuş yapın" diye çemkirebiliyor.
Mansur Yavaş da "Biz Belediye olarak yurt yapıp ODTÜ'ye hibe edelim" diyerek popülizm yapıyor.
Her şeyden evvel, yurt yapmak belediyenin değil KYK'nin görevidir.
Utku Reyhan, "ODTÜ'ye yapılacak KYK yurdu, bir Truva Atı olacak, devlet ODTÜ'nün yapısını bozacak" şeklinde yaptıkları açıklamanın tercümesini yapmış.
Gelin birlikte okuyalım: "Biz ODTÜ'deki 40-50 sahte solcu, peşimize bazı saf öğrencileri de takıp, devlet karşıtı bir iklim yaratıyoruz. Bunu bazen bizden olmayan öğrencilere şiddet uygulayarak, bazen de gürültü kopararak yapıyoruz. Üstelik bunu PKK/ HDP şemsiyesinde gerçekleştiriyoruz. Şimdi buraya ucuz devlet yurdunda kalacak 2 bin gariban Anadolu çocuğunu (onların dilinde "çomar") getirip, oyuncağımızı elimizden almak istiyorsunuz..."
Muhalif güruh Erdoğan ve AK Parti nefretiyle öyle malul hale getirildi ki bunları dolaysız, açık şekilde söyleseler de müşteri kaybetmezler.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
