CANLI YAYIN
Boykotla milli sermaye düşmanlığı, boykotla toplumsal bölücülük arasında hassas bir çizgi söz konusu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in şahsi siyasi çıkarlarını ve parti içi hesapları gözeterek öncülük ettiği boykot hareketi, "Haddini aşan zıddına döner" eşiğine geldi.
İster ideolojik ve siyasi, isterse sosyal ve yargısal hedeflere ulaşmak amacıyla yapılıyor olsun... Hangi aklı evvelin aklına uyulursa uyulsun, gidişat son derece rahatsız edici hal almaya başladı. Esasen bir tür FETÖ yöntemine de dönüştü. FETÖ'nün Türkiye'ye en büyük ihaneti 15 Temmuz'du ama bir o kadar büyük tahribatı da zehirli yöntemlerini devlete ve millete enjekte ederek verdi!
Biliyoruz ki... Bugün (sözde) boykot listesi diye yapılan açıklamalar, eğer sağduyu ağır basmazsa burada durmayacak. Ekonominin, hatta insan ilişkilerinin kılcal damarlarına kadar yayılacak.
"Falanca doktora gitmeyin, filanca hukuk bürosunun kapısını bile açmayın, şu danışmanlık firmasıyla iş yapmayın, bu halkla ilişkiler organizasyonuyla anlaşma imzalamayın vs."
Yani ipin ucu bir kaçtı mı, ticari bölücülük mikro alana kadar inecek. Ve maalesef bir "milli güvenlik sorununa" dönüşecek.
Unutulmasın ki...
Türk devleti, Gezi ve 6–8 Ekim olaylarından önemli dersler çıkardı. Bilhassa sosyal medya üzerinden yürütülen dezenformasyon faaliyetlerini, toplumu galeyana getirmeye dönük psikolojik harekat metotlarını, kamu düzenini tehdit edecek seviyeye tırmanan hadiseleri çok ciddi çalıştı. Ne tür önlemleri hangi sırayla alacağını, uygulamayı ve olası sonuçlarını somut kurallara bağladı. Ama şimdi yeni bir durumla karşı karşıyayız. Toplumun bir kesimi iktidar karşıtlığı ile güdülenir, hedef kitle olarak seçilen gençler sokağa davet edilirken, firmalar bazında ve genel ekonomik istikrar bağlamında üretilen tehlike, bambaşka risklere de işaret ediyor!
Neden?
Meydanı boş buldukça CHP yöneticileri ve arkasındaki odaklar sürekli el artırıyor! Haliyle sağduyulu kesimleri de olgun duruştan karşıtlık noktasına çekiyor!
Allah muhafaza, ekonomik ve toplumsal güvenliğe yakın/ açık tehdit arz eden durumlar, olağan idari yaklaşımlarla aşılamaz!
Ve nihayet insan...
"Erken başlatılan cumhurbaşkanlığı süreci için 3. seçenek mi kurgulanıyor" demekten de kendini alamıyor!
İster ideolojik ve siyasi, isterse sosyal ve yargısal hedeflere ulaşmak amacıyla yapılıyor olsun... Hangi aklı evvelin aklına uyulursa uyulsun, gidişat son derece rahatsız edici hal almaya başladı. Esasen bir tür FETÖ yöntemine de dönüştü. FETÖ'nün Türkiye'ye en büyük ihaneti 15 Temmuz'du ama bir o kadar büyük tahribatı da zehirli yöntemlerini devlete ve millete enjekte ederek verdi!
Biliyoruz ki... Bugün (sözde) boykot listesi diye yapılan açıklamalar, eğer sağduyu ağır basmazsa burada durmayacak. Ekonominin, hatta insan ilişkilerinin kılcal damarlarına kadar yayılacak.
"Falanca doktora gitmeyin, filanca hukuk bürosunun kapısını bile açmayın, şu danışmanlık firmasıyla iş yapmayın, bu halkla ilişkiler organizasyonuyla anlaşma imzalamayın vs."
Yani ipin ucu bir kaçtı mı, ticari bölücülük mikro alana kadar inecek. Ve maalesef bir "milli güvenlik sorununa" dönüşecek.
Unutulmasın ki...
Türk devleti, Gezi ve 6–8 Ekim olaylarından önemli dersler çıkardı. Bilhassa sosyal medya üzerinden yürütülen dezenformasyon faaliyetlerini, toplumu galeyana getirmeye dönük psikolojik harekat metotlarını, kamu düzenini tehdit edecek seviyeye tırmanan hadiseleri çok ciddi çalıştı. Ne tür önlemleri hangi sırayla alacağını, uygulamayı ve olası sonuçlarını somut kurallara bağladı. Ama şimdi yeni bir durumla karşı karşıyayız. Toplumun bir kesimi iktidar karşıtlığı ile güdülenir, hedef kitle olarak seçilen gençler sokağa davet edilirken, firmalar bazında ve genel ekonomik istikrar bağlamında üretilen tehlike, bambaşka risklere de işaret ediyor!
Neden?
Meydanı boş buldukça CHP yöneticileri ve arkasındaki odaklar sürekli el artırıyor! Haliyle sağduyulu kesimleri de olgun duruştan karşıtlık noktasına çekiyor!
Allah muhafaza, ekonomik ve toplumsal güvenliğe yakın/ açık tehdit arz eden durumlar, olağan idari yaklaşımlarla aşılamaz!
Ve nihayet insan...
"Erken başlatılan cumhurbaşkanlığı süreci için 3. seçenek mi kurgulanıyor" demekten de kendini alamıyor!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
