İstanbul'daki seçim yarışı ilginç bir seyir izlemeye başladı. Seçim, neredeyse İstanbul gündeminden uzaklaştırılmak üzere. Bu kurguda klasik CHP'yi aşan, Genel Başkan Özgür Özel'i bile dışlayan, hatta önüne katıp götüren bir planlama söz konusu. Maalesef AK Partililer de zaman zaman rakibin kampanyasının sosyal medya ayağına takılmakta veya kendi adayına yönelik algı operasyonuna maruz kalmakta!
Şöyle bir hatırlayacak olursak…
AK Parti'nin İstanbul'da başkanlık yarışına girebilecek, farklı özellikleriyle temayüz etmiş birden çok aday adayı vardı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kılı kırk yardı. Dinlemedik kimseyi bırakmadı. Anketlere baktı, teşkilatların nabzını tuttu. Duyguları değil, aklı ön plana çıkardı. Ve Murat Kurum ismi Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ilan edildi. Ön hazırlık sürecindeki muhtelif sesler, ileri geri yorumlar o günden sonra kesildi. Adayın etrafında birlik görüntüsü verildi. Ki AK Parti açısından bu seçim sürecini 2019 seçimlerinden ayıran en olumlu husus da teşkilat-aday bütünleşmesi oldu. Murat Kurum da muhteşem bir performansla kamuoyunun karşısına çıktı. İstanbul'un en önemli sorunlarına odaklandı, çözüm önerileri ve projeleri ile etkileyici bir grafik yakaladı. Böylece Kurum'un enerjisi, AK Parti'nin İstanbul birikimi ile sinerjiye dönüştü.
Ama!
"Ama" kısmını açmadan önce, "CHP'deki iç dinamikleri de ele almakta" fayda var. Genel Başkan Özgür Özel, İstanbul'daki Ekrem İmamoğlu lansmanında da ilçe adaylarının belirlenmesinde de sadece "misafir sanatçı" konumunda tutuldu. Yani, CHP'deki liderlik sorunu ile yönetim sorunu aynı anda yaşanırken, tabanda da soru işaretleri artmaya başladı. İşte o andan itibaren dört koldan Murat Kurum'a ve AK Parti seçim stratejisine karşı ataklar gelişti.
Ne oldu? Örneğin:
İmamoğlu, son düzlüğe kadar bekletildi ve kararı son haftalarda netleşen seçmen kitlesinin sıcak hafızasına hitap etmesi hedeflendi.
İstanbul'daki deprem riski, ulaşım çilesi, ihmal edilen altyapı sorunları gündemde baskılanırken genel ekonomik şartlar tartışılma başlığı yapılmaya çalışıldı!
DEM Parti, İstanbul'da "sözde aday" çıkarsa da "özde, İmamoğlu'na oy transferi hesabı" ağırlık kazandı. Ve somut işbirlikleri bizzat Özgür Özel'in ağzından da ete kemiğe büründü.
Yeniden Refah ve İYİ Parti seçmenlerine dönük taktik söylemler geliştirildi. YRP'nin, Murat Kurum'un oy potansiyelini aşındırması teşvik edilirken, İYİ Partililerin de Genel Başkan Meral Akşener'e rağmen İmamoğlu'na yönelmesi için mavi boncuk dağıtıldı.
Bundan sonra ise İstanbul'da algı ve olgu yepyeni bir karakter kazandı…
Murat Kurum'u yıpratmaya dönük faaliyetler hızlanırken, AK Parti teşkilatları, vekiller hatta genel merkez esnek karşı koyma stratejisini tam anlamıyla alana yansıtamadı. "Acemi aday", "Gaf yaptı" kampanyasıyla mücadele adeta Kurum'un şahsi becerisine kaldı. Kurum, "Gazze" derken karşı cephede bir güruh etmediği lafı bırakmadı. Mesela Özgür Bey'in "Hamas'ı terör örgütü" olarak nitelendirmesi teğet geçildi. Genel siyasete dair içerik, muhalefet tarafından yerel önceliklerin önüne taşındı. AK Parti adayının bu noktada bir iki kelam etmesi önerildi, ardından gelişen eleştiri ve tepkileri göğüsleyecek siyasal hava yastıkları açılamadı.
Diyeceğim o ki…
AK Parti, "kendini değil kentini düşünen isim" sloganını, pratik hayata uyarlamakta gösterdiği başarıyı, kampanyasının son haftalarına da taşımak, gerçek belediyeciliği İstanbul gerçekleri ile bir kez daha buluşturmak için doğru zamanlama ile doğru adımlarla ilerlemek durumunda.
Murat Kurum, İstanbul'un dirençli ve ulaşılabilir şehir kılınması için biçilmiş kaftan. Aşırı yoğun tempodan, teşkilatın çeşitli hassasiyetlerine ya da rakibin iddialarına karşı anlık refleks geliştirilmesinden kaynaklanan hata payı Kurum'un değerini düşürmez. Mesele o ki… İmamoğlu ve akıl hocalarına gereken cevaplar, gerekli seviyede verilebilsin. Seçmenin asli yerel gündemden uzaklaşmasına dönük manipülasyon giderek etkisini yitirsin!