Cumhuriyet: Ortak paydamız, kadim çatımız
Neden?
Çünkü yıllardır çalıştığım medya grubunun en üst düzey mesajının özetidir de ondan:
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, vatanımızın aziz topraklarını korumak için canları pahasına savunan milletimizin, eşi benzeri görülmemiş bir kurtuluş destanı yazmasının ardından 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir' ilkesi temelinde 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilen Cumhuriyet, milletimizin hür ve bölünmez iradesini temsil etmektedir.
... 'Cumhuriyet fazilettir ve Türk Milleti'ne lâyıktır' çerçevesinde Cumhuriyet'i ilelebet yaşatmak ve muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak bizlerin temel görevi olmalıdır. Turkuvaz Medya Grubu olarak Cumhuriyet değerlerine önem veriyor, tüm yayın mecralarımızda milletimizin haber alma hakkını koruyoruz..."
***
Cumhuriyetimizin 100. Yılı, tıpkı bir asır öncesini aratmayan küresel kaotik şartlara denk geldi. Bugün karşı karşıya kaldığımız sınamaları hafife alamayacağımız gibi güncel kısır siyasi tartışmalara da heba edemeyiz.Daha açık söyleyeyim... Cumhuriyet coşkusu ile Gazze'deki dramı birbirinin karşısına çıkaranlar veya karşıtlık üretenler eğer ideolojik saplantılı değilseler ciddi hata içindeler! Zira Türkiye Cumhuriyeti dün olduğu gibi bugün de varoluş mücadelesinden geçiyor. Bölgemizde olup bitenlere, "Bize ne? Karışmayalım" diye yaklaşamayız. İnancımız gereği her türlü zulme "elimizle, dilimizle veya hiç olmazsa kalbimizle karşı durmak zorundayız!"
Şimdi, birilerine uçuk gibi gelse de... Bugün bu tavrı almayan Türkiye, yarın İsrail için "vadedilmiş topraklar" hedefiyle başa çıkmak durumunda kalabilir. 1948-2023 İsrail haritası arasındaki fark, gelecek adına rahat etmemize asla fırsat vermez. Kaldı ki İsrail'e müzahir, tampon bir Kürt devleti kurmayı amaçlayan bölücü terörün kökünde de bitip tükenmek bilmeyen bu sinsi hesaplar vardır. Ayrıca...
İsrail'in acımasızlığı ve yayılmacılığının önündeki yegâne güç Türkiye'dir. Gazze'deki masumları öldürerek ve sürgüne göndererek Filistinlileri öz vatanından tasfiye eden İsrail, İbrahim Anlaşmaları üzerinden farklı Arap ülkelerini kafalayıp nihai amacına ilerlerken sadece Türkiye'yi yörüngesine alamadı. Aksine Ankara, parçalanan Filistin oyununu bozdu, Kudüs'ün maneviyatına sahip çıktı. Bu, aynı zamanda tarihi mirasın ve ülkenin geleceğine ilişkin büyük sorumluluğun da gereği idi.
***
Asli meramımız olan Cumhuriyet değerleri ile devam edecek olursak..."Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesi olmaya ilelebet devam edecektir."
Demokratik Cumhuriyet hem ortak paydamız hem de kalıcı çatımızdır. Cumhuriyetin en büyük kazanımı, Anadolu'nun en ücra köşesindeki bir evladını yetiştirip, devletin en müstesna makamlarına getirebilmesidir.
Cumhuriyetin, gerçek yerine oturttuğu Türk kadını ise "birey, eş ve anne" olarak toplumsal birliğin ve kalkınmanın sürükleyici gücü olmayı sürdürmektedir.
Ve nihayet...
Cumhuriyetin ilk yıllarına özgü kimi hatalarıyla yüzleşmeye açık olduğumuz kadar, Cumhuriyetle ve kazanımlarıyla hesaplaşmaya artık kapalı olmak, önümüze bakmak durumundayız.
Bu büyük milleti, saygın devleti ve elbette Cumhuriyetimizi, kendisine yakışan "sivil, özgürlükçü, kapsayıcı, demokratik anayasa ile taçlandırmak" başta siyasiler olmak üzere hepimizin boynunun borcudur!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)
- Başkentte güncellenen Trump Dosyası... (07.11.2024)
- Kayyum kararları ve arka planı... (05.11.2024)
- CHP-DEM... Birliktelik yapay, hesaplaşma gerçek! (02.11.2024)