Terörün finansmanıyla mücadelede Türkiye’nin örnek sicili ve karşı atak zamanı...
Amacı, "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, terörizmin ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı" ile mücadelede uluslararası standartlar oluşturmak.
Türkiye, 21 Kasım 2021'de, suç geliri aklama ve terörün finansmanıyla mücadele önlemlerinin yetersiz olduğu gerekçesiyle FATF tarafından "gri listeye" alındı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise yeni görevine başlar başlamaz, "En kısa sürede eksikliklerini tamamlayarak Türkiye'nin gri listeden çıkarılması sağlanacaktır" mesajı verdi. Zira uluslararası yatırım ve sermaye akışları üzerinde "gri listenin caydırıcı etkisi" olabiliyor.
Konu elbette teknik. Ama iddia edildiği gibi Varlık Barışı Yasası yoluyla yurtdışındaki servetlerin ülke ekonomisine kazandırılması gayretleriyle veya ödemeler dengesi bilançosunun net hata-noksan kalemindeki sermaye hareketleriyle ilgisi yok.
FATF halen gri listede tuttuğu Türkiye'den somut iki adım atmasını bekliyor.
1- Kâr amacı gütmeyen kuruluşların terörün finansmanı amacıyla suistimal edilmesini önlemek için denetime yönelik risk temelli bir yaklaşım geliştirmek
2- Daha karmaşık suç geliri aklama soruşturmaları ve kovuşturmaları üstlenmek. Terörizm davalarında daha fazla mali soruşturma yürütmek. BM tarafından belirlenen gruplarla ilgili terörün finansmanı soruşturmalarına öncelik vermek.
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) finansal olmayan meslek kuruluşlarına yönelik rehberler yayımladı. Karmaşık ve olağandışı nitelikteki işlemlerin çözülebilmesi için yeni stratejiler geliştirmeye başladı.
Ancak görüldüğü gibi konu, Türkiye'yi lekelemeye çalışanlara malzeme verecek cinsten değil. Başını ABD'nin çektiği ülkeler topluluğu, kendilerine tehdit gördükleri terör örgütlerinin peşine düşülmesini talep etmekte. Bir bakıma, "benim için teröristsenin için terörist ayrımı" burada da karşımıza çıkmakta. Maalesef, karşı tarafın eli bu noktada biraz daha güçlü. Zira FATF, BM Güvenlik Konseyi'nce ilân edilen terör grupları ile bağlantılı kişi ve kuruluşları esas alıyor. Türkiye'de de derinlemesine soruşturma ve kovuşturma için savcılık, MASAK ve emniyetin yakın işbirliği olup olmadığına ve nihai neticeye bakıyor.
Türkiye için komplekse kapılacak bir durum söz konusu olmasa da gri listeyle anılmak bizim çapımızdaki bir ülkeye yakışmıyor.
Gel gör ki...
Ankara'nın, suç gelirinin aklanması yönüyle FETÖ ve terör örgütü PKK'nın yuvalandığı her ülkede üstüne üstüne gitmesinin zamanı geldi de geçiyor. Kanımca, FETÖ ve PKK'nın aklama faaliyetine ilişkin deliller ve etkili örnekler "BM, G 20 ve FATF" zemininde daha yoğun ve daha sık paylaşılmalı. Hatta Suriye ve Irak sahasında DEAŞ ile PKK arasındaki işbirliği istihbari sahadan adli sahaya taşınarak uluslararası muhataplarına anlatılmalı.
Bir diğer deyişle... Terörden yıllardır muzdarip olan Türkiye'nin, suç geliri ya da terörün finansmanına dönük siciline söz söylenemeyeceği aksine ABD ve AB'de yetkili makamlara iletilen dosyalara yeterince ciddiyetle yaklaşılmadığının vurgulaması büyük önem kazanıyor.
Bugünden itibaren...
Bir yandan ev ödevlerimizin tamamlanması diğer yandan savunmada değil atakta olarak Türkiye'yi hedef alan FETÖ ve PKK diasporasıyla mücadele, terörün finansmanı ve suç geliri aklama tekniklerinin deşifresi için özellikli bir ekibin yetkili ve güçlü bir ismin etrafında, özel bütçe de kullanarak ortak çalışma sergilemesi gerekiyor!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)
- Başkentte güncellenen Trump Dosyası... (07.11.2024)