CHP... Değişim... Ve değişmesi gereken!
Öyle ya şimdiye kadar...
CHP'de delege yapısı değişti, genel başkan değişti, parti meclisi değişti, MYK üyeleri değişti, danışmanlar değişti, belediye başkanları ve milletvekilleri de değişti. Ama yüzde 25'lik oy tabanı değişmedi. Bu makûs talihi yenmek için CHP'de ittifaklar değişti, yer yer söylem değişti, kadrolar da değişti. Bütün bu çabalara rağmen netice değişmedi.
Aslına bakılırsa...
Kaybederek ayakta kalmayı beceren Sn. Kemal Kılıçdaroğlu, büyük riskleri göze alarak ve CHP sınırlarını fazlasıyla zorlayarak "değişimin öncüsü" oldu. Kendinden başka her şeyi değiştirdi.
Gel gör ki... Bu değişime ne kendi parti örgütünü ne tabanını tam ikna edebildi ne de karşı mahalleye hakiki manada güven verebildi.
Şimdi soru şu:
Bu saatten sonra, "CHP'de genel başkanın değişmesi, parti içi iktidar unsurları dışında neyi değiştirir ki?" CHP'de koltuk sahiplerinin değişmesi şayet gerekli ise acaba yeterli midir?
Gelinen noktada...
Değişimin önünü açacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, her ne kadar geminin kaptanı olarak kendisini tanımlamaya çabalasa da bugün itibariyle bizzat yol açtığı sert değişim dalgası ile karşı karşıya.
Unutmayalım...
Kemal Bey, 13 yıldır seçim yenilgilerine karşın parti içi iktidarını korusa da... 2002-2010 yılları arasında merhum Baykal, 2010-2023 yılları arasında Kılıçdaroğlu, hatta 2023- 2028 dönemini kapsayan beş yılda kim genel başkan olursa olsun... CHP seçmeni 26 yıldır kaybetmekte. Çeyrek asrı aşan hayal kırıklıklarıyla adeta yanıp tutuşmakta. İşte bu mağlubiyet psikolojisi bir yandan siyasal öfkeyi, diğer yandan da ne pahasına olursa olsun değişim iştahını kabartmakta!
CHP'nin başını çektiği muhalefetin bir türlü ülkeyi yönetme yetkisini alamaması "kayıt dışı siyasi unsurları" diri tutmakta, CHP'ye ve Ankara siyasetine şekil vermeye meraklı her türden odağı harekete geçirmekte!
***
Kanımca, bu kadar değişim dedikten sonra CHP'nin önünde üç seçenek görünüyor:Birincisi... Kılıçdaroğlu ile bir dönem daha devam edip ülkedeki sürpriz gelişmeleri kollayıp sınırlı ama etkili söylemlerle yeniden seçmenin karşısına çıkmak.
İkincisi... İdeoloji, program meselelerine takılmadan, Ekrem İmamoğlu modeli konjonktürün ürettiği popüler kimliği biraz daha parlatmak ve güncel popülist söylemlerle geniş kitleleri bir araya getirmeyi denemek.
Üçüncüsü ve en önemlisi... Kuruluş felsefesini göz önünde tutarak, 6 okun çağdaş kavramlarla yeniden yorumlanmasına yönelmek ve eş anlı olarak CHP seçmen tabanını da dönüştürmek. Bir başka ifade ile... Kemik CHP seçmeni, aslını inkâr etmeden değişmeyi ya da yenilenmeyi istemedikçe, genel merkez kadrolarının değişmesi ile işin özünde fazla bir şey değişmemiş olacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)
- Başkentte güncellenen Trump Dosyası... (07.11.2024)
- Kayyum kararları ve arka planı... (05.11.2024)