27, 28, 29 Mayıs’ın bizlere verdiği mesajlar

Tarihi tesadüfler ile dönemsel kesişmeler güncel veya ileriye dönük yorumlar için iyi bir vesile oluyor. 27, 28, 29 Mayıs da böyle...
Darbe... Demokratik seçim... Fetih ruhuyla yurt tutma...
63 yıl önce bugün... 27 Mayıs 1960. Milli iradeye saplanan hançer... Başbakanın, bakanların idam sehpasına gönderilirken yaşadığı yalnızlık... Seçtiği insanlara sahip çıkamayan, silah zoruyla sindirilen milletin yüreğine oturan hüzünle karışık mahcubiyet...
Geçenlerde bizim diplomasi muhabirimiz Betül Usta anlatıyordu:
"Dışişleri Bakanlığı'nda Fatin Rüştü Zorlu Salonu var. Yabancılar, 'Kim?' diye sorduğunda, 'İdam edilen Dışişleri Bakanımız diyemiyorum!"
Evet... Bu acı gerçekle yüzleşmek, hafızayı taze tutmak ve demokrasi uğruna ödenen bedelleri hatırlamak gerçekten çok önemli!
Elbette, 28 Mayıs 2023... Demokrasi mücadelemizde yine bir dönüm noktası... Hem sandığa hem de sandıktan çıkan sonuca saygı duymanın mutlak gerekliliği. Yıllarca... İktidar olmadan muktedir olmayı alışkanlık haline getiren vesayet odaklarındaki direncin kırılması... Bağımsız dış politika, özgün ekonomi ve milli savunma doktrinini hayata geçirme iradesi...
Ve... Açık, örtülü darbe girişimlerine karşı milletle hemhal olmayı başarabilme... Türk siyasi tarihinde ilk kez demokrasiye kastedenleri bastırabilme kahramanlığı...
Ve nihayet... 29 Mayıs 1453... 26 Ağustos 1071'de başlayan Anadolu'yu vatanlaştırma kararlılığının, İstanbul'da doruğa ulaşması. 23 Nisan 1920'de, "egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait oluşu." 6 Ekim 1923'te, "Geldikleri gibi giden" işgalcilerden temizlenen güzel İstanbul. 29 Ekim 1923... "Bilhassa kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyet." Yani, hepimizin "ortak paydası!"
Yarın... Yine sandık başındayız. Bu topraklardaki bin yıllık varlığımızda, adeta imbikten süzülen "Anadolu irfanının" yeni bir sınav günündeyiz. Bu, öyle bir gün ki... Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet payidar kılmak isteyenlerle devletimizi ve milletimizi ameliyat masasına yatırmak isteyenler arasındaki seçimin kader günü!
Kuşkusuz sorunlarımız da var ama çözümsüz değil.
Tabii ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtiğimiz 2018'den bu yana çıkarmamız gereken dersler de mevcut...
Son kertede esas olan...
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, bağımsızlık, milli dayanışma ve adalet anlayışı temelinde, herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsüdür...