Biz, Türk milleti "istiklâle aşık", "istikbal için mücadele eden" özgün insanların dünden bugüne harmanlanmış bir özetiyiz. "Özgürlükve bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Atatürk'ün güncel siyasal karşılığının izindeyiz.
Dün, TUSAŞ'ta tarihi bir törendeydik. "İstikbalin Yüzyılı" buluşmasında... Milli Muharip Uçak KAAN (5. nesil savaş uçağı. Ki isim babası MHP lideri Devlet Bahçeli) HÜRJET, ATAK2Helikopteri, ANKA3 İHA...
TUSAŞ İcra Kurulu Başkanı TemelKotil'i ve SSB İsmail Demir'i dinlerkenönce 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ırahmetle yad ettik. Kotil ve Demir'in,"öğrenilmiş çaresizlik zincirlerinikıran Türkiye" anlatımını dikkatle notettik. Ve merhum Özal'dan 40 yıl sonrayerli ve milli savunma sanayini yenidenayağa kaldıran Cumhurbaşkanı TayyipErdoğan'ın vizyonuna bir kez daha şahitolduk. Yabancıya muhtaç, montaj sanayiiile yetinen Türkiye'den, küresel ligde teknolojiksınıf atlayan ülkemizle, mühendislerimizlegurur duyduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi... Tanık olduğumuz manzara, kimleri rahatsız ediyorsa bu, Türk milletinin doğru yolda olduğunun göstergesidir!
Peki, "Harp ve savunma sanayiüzerine kurulu'istikbal'vurgusundannereye varmakistiyoruz?"
Elbette,"Türkiye'ninseçimine!"
Kuşkusuz14 Mayıs,tahmin edemeyeceğimizkadarçok kombinasyonu,beklentiyi, tepkiyi, mesajı bir arayagetirecek. Ama günün sonunda sadeleştirilmişbir istikameti ve tercihi işaret edecek. "İstikbali!.."
Kararlara etki eden faktörler nelerolursa olsun, hepsinin ortak paydasını"Türkiye'mizin aydınlık geleceği vetam bağımsız Türkiye idealine bağlılık"oluşturacak.
Biliyoruz, zaman değişim-dönüşümyönünde akıyor. Değişimin kaderi ise"umut" ile "kaos riski" arasındaki kritikfarkta düğümleniyor! Türkiye tecrübesi ile sabittir ki...
Radikal siyasi değişime altlık hazırlayanların derdi millet-memleket değildir. Onlar için, milletin kafasının karıştırılması ve sade vatandaşın siyasi hedeflere ulaşmak üzere manivela olarak kullanılması ana amaçtır. Bu akımın peşinden gideceklerin, tahayyül etmesinde fayda var. İşletilecek süreç bellidir... Başlangıçta... Kendinden öncekini suçla! Devamında... Birlikte hareket ettiğin siyasal yoldaşlarını suçla! Ve nihayet, devleti ve kurumlarını hallaç pamuğu gibi at! Hal böyle olacağı içindir ki...
Ümit diye pazarlanmakta olan model; devr-i sabık yaratmaktan, devleti kilitlemekten, kamu çalışanlarını hedef alıp huzursuz etmekten öteye geçemeyecektir. Haydi diyelim ki... Her iktidar kendi kadrosunu kurar ve oyunu oynar. İyi de... Bu oyunun Kandil desteği ile seçilmiş bir cumhurbaşkanı ile oynanması halinde maazallah olabilecekleri kimse düşünmek bile istemez!
Buna bir de çok başlılığı, birbirinden farklı partilerin bakanlık bazında kadrolaşmasını, kamu arşivlerinden belge sızdırma, suç icat etme, karşılıklı koz tutma anlayışını da ekleyin... Ne denebilir ki? "Geçmişolsun!" Neden?
Çünkü "Türkiye'yi soğan ileKızılelma arasına sıkıştırmaya çalışan,bunları karşılıklı olarak çarpıştıranzihniyet sorunludur da ondan!"
Tabii ki fiyat istikrarı da olacak, vatandaşınsatın alma gücü de korunacak, eş anlıolarak da gurur projeleri hayata geçecek!
Ama nasıl? Muhakkak ki... Yönetimde istikrar ve vatandaştaki umutla!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.