Seçim güvenliği ama kimler için?

Ekrem İmamoğlu hakkındaki ilk derece mahkemesi kararı sonrasında tırmandırılan tartışmalar da gösterdi ki... Mahkeme kararını eleştirmekle doğrudan yargıcı ve yargı erkini hedef almak arasında hassas bir çizgi var. Ve bu noktada da madalyonun iki yüzü söz konusu... Bir yönüyle yargı kurumu, itibar suikastine kadar varan iddia ve süreçlere karşı etkili iletişim yönetimi yapmalı. Diğer yönüyle de yargıyı hedef alan kampanyanın bilhassa seçim hukukunun güvenilirliğini ve seçimlerin sağlıklı şekilde sonuçlanmasıyla sorumlu kurullara duyulan itimadı örselemeye dönük olduğu unutulmamalı!

***

Her ne kadar 6'lı Masa'yı oluşturan partiler daha çok seçim gününe endeksli hazırlıklar içinde görünseler de Masa'ya çalışan iç ve dış aktörler kanımca erkenden harekete geçtiler bile!
Bir başka ifadeyle... 6 parti, sandığa giren oyla sandıktan çıkan oyun birebir örtüşmesine odaklanmakta iken kayıtdışı müttefikleri ise sandık öncesine ilişkin faaliyetlere başladıkları izlenimi vermekteler!
6'lı Masa, iktidar bileşenlerini sandık güvenliği bağlamında "şüpheli konuma oturtmayı" düşünürken, psikolojik harekat ve dezenformasyon merkezleri de onlarla koordine biçimde iki yönlü çalışmaktalar. Bu tarz kuruluşlar hem seçmen davranışlarını manipüle etmeye dönük kirli bilgiler yaymakta hem de eş anlı olarak seçim kurullarını büyüteç altına alarak töhmet altında bırakmaya dönük çarpık malzemeler üretmeye çabalamaktalar.
Yani...
Yabancı misyonlar, sivil toplum görünümlü örgütler çeşitli adlar altında seçim huzurunu gölgelemeye dönük kapasite geliştirme ve belirli seçmen kitlesini endişelendirme girişimindeler. Bu amaçla bilhassa yabancı gruplar, malum vakıfları üzerinden seçilmiş internet sitelerini, kronik muhalif aktörleri, karşıt görüşlü ama çok taraflı ve bol çıkarlı kimi basın mensuplarını fonlamaktan çekinmemekteler.
Sosyal medya ajitasyon merkezleri de özellikle Suriyeli sığınmacılar, Alevi yurttaşlar, Kürt kökenli vatandaşlar üzerinde yoğunlaşmaktalar.
Demem o ki...
Türkiye'nin inişli çıkışlı demokrasi tarihinde en başarılı olduğu performansı, "açık, şeffaf ve güvenilir seçim yapabilme" kabiliyetidir.
Tam da bu nedenle...
Türkiye Yüzyılı Vizyonu ve arkasındaki liderliği etkisizleştirmeye yeminli kişi ve kuruluşlara asla taviz verilmemeli. Neden? Çünkü en tehlikeli oyun demokrasi kisvesi altında oynanan demokrasiyi zehirleme ve milli iradeyi bozma oyunudur da ondan.