Öncelikli gündemimiz: ‘Enflasyon ve projeksiyonlar’
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin hazırlattığı ve küresel görünüm altında Türkiye Ekonomisi'nin değerlendirildiği notları okudum. Karşılaştırmalı pek çok tablonun yer aldığı çalışmada, "Enflasyonu Belirleyen Faktörler" ile "Enflasyonla Mücadeleye" özel bölümler ayrılmış. Analizde, enflasyon açısından talep ve arz yönlü faktörlerin yanı sıra beklenti yönetimi ve kurumsal enflasyon faktörleri de masaya yatırılmış. Son çeyrekte enflasyonun genelde yatay, yılbaşından itibaren aşağı yönlü seyir izleyeceği genel kabul görüyor.
Talep bazlı enflasyonist baskılar incelendiğinde... Ekonomik karar alıcıların dikkat noktası belirgin şekilde fark ediliyor. Kredi büyümesinin (cari açığa etkisi de gözetilerek) kontrol altında tutulduğu, ücret artışlarının ise gelir ve refah kaybını telafi edecek şekilde belirlendiği apaçık görülüyor. Burada, asgari ücrete özel bir parantez açmak gerekiyor. Zira asgari ücrete gerek içinden geçilmekte olan enflasyona gerekse 2023 yılı projeksiyonuna göre düzeltme yapılacağı biliniyor. Bu noktada, sanayinin rekabet gücünün de önemi göz ardı edilmiyor. Yani, maliyetin bir bölümünü yine devletin üstleneceği formüller ağır basıyor. İlaveten, 2023 yılında işveren primi desteği için bütçeden Sosyal Güvenlik Kurumu'na 68 milyar lirayı aşkın transfer yapılacağını da ben paylaşayım.
***
Enflasyonu, arz yönlü etkileyen kalemler ise "enerji dâhil ithalat fiyatları, döviz kuru gelişmeleri ve kuraklık riski" olarak sıralanıyor. An itibariyle cari açığın finansmanı için kritik eşiğin aşıldığı ifade ediliyor. Yani kur oynaklığını tetikleyecek ana faktör yönetilebilir sınırlarda tutuluyor. Enerji açısından uluslararası doğalgaz fiyatları yüksek seyretse de Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın liderliği ile oluşturduğu "emniyet tamponları" avantaj yaratıyor. Ham petrol fiyatları ise Arap ülkelerinin üretimi kısma kararına rağmen, 2023'e dair tahmin ufku içinde seyrediyor. Mevsim geçişleri ve tarıma yansıması bakımından da 2023'te olumsuz senaryo ağır basmıyor.
Ve nihayet, beklentilerin enflasyona tesiri ele alındığında...
Para ve maliye politikaları, kur dengesi, ücret gibi faktörler yine öngörülebilirlik dairesinde kalıyor. Bu aşamada en hassas nokta, "enflasyondaki atalette" düğümleniyor. Mesela bu sıralar "sebze meyve, süt ürünleri, giyim, ayakkabı" fiyatları güncel maliyetlerden ziyade "olsa olsa metodu" ile hesaplanan geleceğin fiyatlamasını bünyesinde barındırıyor.
Tam da bu nedenle...
Enflasyondaki katılıkla mücadelenin yeni bir anlayışla kamuoyuna mal edilerek yine ve yeniden toplumsal duyarlılık oluşturulması büyük önem taşıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)
- Başkentte güncellenen Trump Dosyası... (07.11.2024)