Bankaların anlattığı senaryo farklı ama!
Yakın zamandaki bir yazımda, iş âleminin en büyük isteğinin "krediye erişim" olduğunu yazmış ve Sn. Cumhurbaşkanımızın banka sahip ve yöneticilerini bir masada etrafında toplamasını önermiştim. Bu dönemde yüksek kârlar yazan bankalardan, yazım sonrasında "üzerinde düşünmeye değer açıklamalar" geldi.
***
Kanımca...Finans sektörünün verileri, Merkez Bankası ve BDDK'nın düzenlemeleri ve reel sektörün talepleri eş anlı düşünülmek ve dönemsel "ince ayar yapılmak" durumunda. Esasen, Türkiye Ekonomi Modeli'nin başarısı; ekonomik istikrarı pekiştirirken aynı anda sektörel tıkanıklara hızla müdahaleyi ve uygulamadan beklenenler ile neticeler arasındaki uyumun derecesine göre program araçlarını güncellemeyi zorunlu kılıyor.
Bankacılık sektörü göstergelerine göre...
2021 yılı Ağustos ayı sonuna kadar açılan krediler 180 milyar lira iken 2022 yılının aynı ayında bu tutar 1,3 trilyon liraya çıkmış. Yani bankalar, kredi genişlemesinin göz ardı edilemeyeceğini, ancak kamu otoritesinin bu noktada ciddi ölçüde ihtiyatlı gittiğini savunuyor.
Görkemli kârların, bankaların portföyündeki enflasyona endeksli devlet iç borçlanma senetlerinden kaynakladığını vurguluyorlar.
Reel sektörün bildiğini ileri sürdükleri bazı hususları da anımsatıyorlar. Gerek kredi faizlerine getirilen üst oran sınırlamasını gerekse "KOBİ'ler, tarım, esnaf, ihracatçı ve yatırımcı" dışındaki kesimlere kredi açmanın cazip olmadığını söylüyorlar.
Merkez Bankası ve BDDK'nın kritik teşhislerine değiniyorlar. Son aylara kadar tahsis edilen kredilerin, döviz alımına gittiğine dair tespitlere dikkati çekiyor, bu nedenle belli miktara kadar döviz varlığına sahip firmalara kredi verilmediğini anlatıyorlar.
***
Reel sektörü, bankacıları ve hükümet kanadını dinledikten sonra vardığım sonuçlara gelince...Unutulmasın ki...
Berat Albayrak'ın hazine bakanlığı görevini üstlendiği dakikadan bu yana hem finans kesimi hem de reel sektördeki risklerin tehdit olmaktan çıkarılması için devlet, hatırı sayılır fedakârlıklar üstlendi. Tam da bu yüzden tüm taraflar için bahane üretme değil paydaş olma zamanı!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)
- Başkentte güncellenen Trump Dosyası... (07.11.2024)