Politik takvim seçime endekslendiğinde "ekonomik dengeler ve beklentiler" ayrı bir değerlendirmeyi hak eder. Elbette, seçimin sonucunu belirlemede ekonomi -mutlak manada- birinci etken gibi görülmese de oldukça etkili bir faktördür. Nitekim tüm siyasal analizler de ekonomik gidişatın ve vatandaşın günlük hayatındaki gelişmelerin öncelenmesini zaruri kılan yorumlarla dolu.
İşte bu nedenle fiyat istikrarını sağlamakla görevli olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın gerek bu yıla gerekse seçim yılı olan 2023'e dair neler söylediğine, hangi kriterleri gözettiğine özel olarak bakmakta yarar var.
Esasen Merkez Bankası, kısa vadeli faizleri tayin ettiği önceki senelerden ayrışığı andan itibaren bilhassa bugünlerde, piyasa açısından ne ölçüde gösterge kabul edildiğini tartmak ve ayrıca, yönlendirici gücünü artırmak için daha güçlü iletişim stratejisi uygulamak zorunda.
Faiz odaklı klasik duruşu arka plana çektiği için Merkez Bankası'nı, önemsiz veya etkisiz göstermeye dönük faaliyetler de asla gözden uzak tutulmamalı.
İster beğenilsin isterse beğenilmesin! Merkez Bankası'nın elindeki araçlar, her zamanki kadar mühim ve istikamet tayin edecek kadar da kuvvetli!
Merkez Bankası'nın açıkladığı bu yılın 3. Enflasyon Raporu detaylı incelendiğinde, dikkat çekici varsayımlar ve tahmin aralıkları söz konusu. Kısaca özetleyecek olursak...
2022 yılında enflasyonun yüzde 80-90 aralığını zorlaması muhtemel.
Yılsonunda enflasyonun gerilemesi beklenen seviye ise yüzde 60-70 bandında.
Asıl önemlisi... Mart-Haziran 2023 dönemi. Yani, seçimin kaderinin tayin edileceği, önümüzdeki yılın ikinci çeyreğinde enflasyonun düşeceği nokta. Merkez Bankası'nın öngörüsüne göre, TÜFE Mart 2023'te yüzde 30-40, Haziran'da da yüzde 18-28 bandına doğru geri çekilecek.
Bu görünüm altında, paylaşılan grafiklerin, siyaseten verdiği mesaj çok net:
1- Yılbaşında hane halklarının, dar ve sabit gelirlilerin enflasyon karşısında refahını takviye eden önlemlerin devam etmesi.
2- Enflasyonun düşüşe geçtiği kanaatinin toplumda ve piyasada yerleştirilmesi.
***
Tabii, yapılan işlem nihayetinde bir tahminden ibaret. Hesabı kitabı etkileyen yığınla değişken de göz ardı edilmemeli.
Öyle ki Merkez Bankası da Nisan 2022-Temmuz 2022 perspektifini güncellerken, evdeki hesapla çarşıdaki hesabın uyup uymadığını, olumlu ve olumsuz yönleriyle ortaya koymuş durumda.
Örneğin...
Enerji enflasyonundaki değişim yüzde 87'yi aşmış. Ki daha üç ay öncesinde bu oran, yüzde 45 civarındaydı.
Gıda enflasyonu ise yüzde 71,3'le, Nisan ayındaki tahmine kıyasla 22,3 puan yukarıda oluşmuş.
Buna karşın ham petrol fiyatları ise yıllık ortalama 102,2 Dolar'dan, 99,6 Dolar ortalamaya doğru hafif düşüş göstermiş.
Eldeki verilerin de teyit ettiği gibi...
1- Türkiye ekonomisi ihracat ağırlıklı büyümeye devam ediyor.
2- Ekonomi, istihdam yaratmayı, var olan istihdamı korumayı başarıyor.
3- Yüksek enflasyonun, atalet kazanmaması için mücadele veriliyor.
4- Ticari kredilerin bileşimi, amacına uygun kullanıma yönelik tedbirler sayesinde nitelik değiştiriyor. Ancak reel sektörün krediye erişiminin rahatlatılması gereği de açıkça görülüyor.
5- Gerek cari açığın finansmanı gerek kur istikrarı gerekse kurdan enflasyona geçişin önlenmesi için Türkiye'ye döviz girişinin artması, sürpriz kalemlerin piyasada etkisini göstermesi gerekiyor!