15 Temmuz 2016, Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine harekete geçen Türk milletinin 140 yıldır biriken büyük hesabı gördüğü tarihin bir özetidir.
Meclis Başkanı
Mustafa Şentop'un da dediği gibi...
15 Temmuz'da demokrasiyi koruma iradesiyle tezahür eden halk ihtilâlinin bünyesinde,
"1876'da iktidardan devrilip katledilen Sultan Abdülaziz'in, istibdat bahanesiyle düşürülen Sultan II. Abdülhamid'in, darağacında şehit edilen Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun, 12 Mart ve 12 Eylül cinayetlerinin, 28 Şubat zulmüne karşı duyulan milli öfkenin özeti vardır."
Bundan 6 yıl önceki kritik siyasi kavşakta...
Erdoğan'ın şahsında karşılık bulan değerler bütünü; gelecek kuşakların yüzüne gönül huzuruyla bakmak ve onlara onurlu bir miras bırakmak isteyen kitlelerin cesareti ile buluşmuştur.
***
Dün, Turkuvaz Medya ile gurur duyduğum günlerden birini daha yaşadım.
"Sabah Gazetesi ve A Haber'in bugünkü yönetimleri olmasaydı, 15 Temmuz nasıl sonuçlanırdı?" diye
düşünmeden edemedim. Esasen bu soruyu
bir kez daha sormama, gazi mekân
Külliye yakınlarında, şehit aileleri ile katıldığım
A Haber canlı yayını vesile oldu. Şehit yakını
Fatma Acun,
"Sizler, 15 Temmuz hatırasını canlı tutuyor, bizimle birlikte oluyor, acımızı paylaşıyorsunuz ya, bu sayede yalnız olmadığımızı hissediyoruz" dediğinde
içim titredi.
İşte bu nedenle...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,
"15 Temmuz ruhunu yaşatacak, Türkiye aşkına durmadan çalışmaya devam edeceğiz" sözü,
Günümüz şartları dikkate alındığında
...
"Darbeyle yıkılamayan, terör örgütleriyle hizaya getirilemeyen Türkiye'nin ekonomi ile teslim alınmasına rıza göstermedik, göstermeyeceğiz" kararlılığı ile bütünleşerek ayrı
bir anlam kazanıyor.
***
Elbette, 15 Temmuz hafızasının nesilden nesle aktarılmasını sağlayacağız. Bir bu kadar büyük görevimiz de 15 Temmuz sırasında ve sonrasında sergilenen duruşları unutturmamak olacak. 15 Temmuz hain darbe girişimine "tiyatro" diyen, "kontrollü darbe" yakıştırması yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle iki satır açıklama yapmak için bile akşam saatlerini beklemesi ibretlikti. Güya darbecileri kınarken ima yoluyla lafı, darbeye karşı dimdik duran ülkenin yöneticilerine getirmesi ve şüphe uyandırmayı denemesi de en azından ayıptı! 15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı'nda kayda geçen "kontrollü kaçış" görüntüleri Kemal Bey için tarihin, savunulması imkânsız sayfaları arasında yerini aldı bile.
***
Unutmadan!
Darbe gecesi gelişen olayların, darbeden medet umanların varlığı ile değerlendirilmesi de mutlak zorunluluk. Rusların iç içe geçen ahşap bebeklerinden oluşan "matruşkaları" misali sadece FETÖ'cüler değil, 15 Temmuz'da farklı klikler de "Erdoğan'ı tasfiye oyununa" ya heves ettiler ya da buna göre pozisyon aldılar.
Bu da demek oluyor ki...
Gerekçesi nasıl üretilirse üretilsin Erdoğan'ı, demokrasi dışı sıfatlarla yaftalamaya uğraşan, fitne yayan odakların 15 Temmuz'u bitmiş değil.
Yani...
Bizler! Her an uyanık olmak, her taşın altına bakmak, her söylem ve eylemin Erdoğan'ı hedef alan özel ajandasını hep yorumlamak durumundayız!