Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan'ın, dünkü Kahramanmaraş programının farklı etaplarında verdiği mesajlar, 2023 seçimlerine giden yolda dikkat çekici başlıklardan oluşuyordu.Bu çerçevedeki madalyonun hem Cumhurbaşkanı'na hem de siyasi rakiplerine dönük yönleri söz konusu.
Ne demek istiyorum?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi çizgisi, ekibi ve yöntemine dair son günlerde çok şey söyleniyor. Yani...
"Şöyle veya böyle davranması",
"Şu ya da bu kararları alması gerektiğine" dair sayısız değerlendirme yapılıyor.
Oysa Cumhurbaşkanı'nın yaklaşımı bence çok net...
Yılların tecrübesi ile meselelere soğukkanlıkla bakıyor. Anlık durum ve olayların içinde boğulmuyor, genel eğilime odaklanıyor. Sıkıntılı alanların fotoğrafını çekiyor. Toplumun nabzını tutuyor. Netice veren reçeteler hazırlıyor. Seçmenle kurduğu gönül bağını çok önemsiyor.
Madde madde ilerleyecek olursak...
1- Her hal ve şartta Erdoğan sevgisi ve Erdoğan'ın hatırı ağır basıyor.
2- Halkın derdi ile dertlenme, derdine derman olma söylemi canlılığını koruyor.
3- 19 yılın icraat özeti ve geçmişten geleceğe yürüyüş iddiası ikna edici argüman olarak duruyor.
4- Devletin, milletin hizmetinde olduğuna ilişkin güvence, pratik uygulamayla destekleniyor.
5- Ekonomiyi büyütme ve enflasyonu düşürme çabası, sıcak sorunların aşılacağı umudunu içeriyor.
6- İş ve aş davasında, vatandaşın kalbinden geçen ve diline dökülenler AK Parti'de karşılık buluyor.
7- Yerli ve milli teknoloji hamlesi ile başarılanlar, öğretilmiş çaresizlik zincirini kırıyor.
8- Terörle mücadelenin önemi ve önceliği aynen sürdürülüyor.
9- Dezenformasyona karşı çıkış ve muhalefete yönelik eleştiriler anlamlı bir yere oturuyor.
10- Gençlere ve kadın istihdamına yönelik hedef odaklı politikaların fark yaratması bekleniyor.
Özetle...
Madalyonun Cumhurbaşkanı'na bakan yönünde karamsarlığa yer olmadığı gibi kuvvetli maneviyat, yüksek siyasi motivasyon ve kesintisiz saha çalışması faktörleri ön plana çıkıyor.
Bununla birlikte...
Cumhurbaşkanı'nın lokomotif gücünün arkasına eklenenlerin fazlalığı, AK Parti katarının çekici takatini zorluyor. Değişen sosyolojinin istekleri ile konjonktürel tepkiselliği arasında, hassas çizgi çekilemiyor. Münferit negatif örneklerin vatandaş nezdinde genellemelere dönüşmesi için sosyal medya ajanları devreye giriyor, eş anlı önlem gecikince rakipler maalesef mesafe alabiliyor.
Gelelim madalyonun muhalefet yüzüne...
Tablo; siyaseten birbirine uzak, uzun yıllar
iktidar olamamış zoraki ekiplerin çıkar birlikteliğini
tüm çıplaklığı ile gösteriyor.
Ortak paydaları Erdoğan karşıtlığı olan
partiler, bir doğru-dört yanlış beyanlarıyla patinaj
yapıyor.
CHP'nin
"ittifak kurduğu dostlarının" her birisine etki eden perde arkasındaki
odaklar, halkta kuşku üretiyor.
Günlük hayattan problemler yansıtan
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu,
kimi zaman söylediği çözümlere rağmen, devletin
istikbalini ilgilendiren saklı ajandası olmadığını
izahta yetersiz kalıyor.
Kemal Bey, kendi partisinden büyükşehir
belediye başkanlığı kazanan aktörlerin yanı
sıra ittifak halkasındaki siyasi figürleri bir arada
tutmak için değişik manevralar sergiledikçe,
yarın olur da iş başına gelirse devleti nasıl
yöneteceğini de deşifre etmiş oluyor. Haliyle
güven vermiyor.
Analizi uzatmak mümkün. Ama mühim olan işin özü...
Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor, beklentiler değişiyor...
Böylesine dinamik bir süreçte AK Parti, uzun iktidar döneminin artı ve eksilerini aynı anda yaşıyor, 2023, 2053, 2071 iddiasını muhafaza ediyor.
CHP başta olmak üzere muhalefet ise
"yapay işbirlikleri, gevşek bağlar, gayri milli tutumlar, amaca ulaşmak için her aracı mubah gören oyunlarla meşgul" izlenimi veriyor.
İşte bu nedenle toplumun çoğunluğu için...
Eldeki bir, daldaki ikiden daha iyi duruyor!