İhracatçıya da ithalatçıya da yazıktır, günahtır...
Öyle ya Sn Cumhurbaşkanımız, "İhracatın tabana yayılmasını sağlayarak, potansiyeli olup hiç ihracat yapmamış KOBİ'leri ihracata teşvik edeceğiz" dediğine göre, adayların şimdiden bilmelerinde fayda olan hususlara kısaca değinelim. Zira Türkiye'de yasal veya idari boşluklardan yararlanılarak, dış ticaret işlemlerinde tahsil edilen gereksiz veya fahiş unsurlarla maliyetler yükselmekte. Bu mali yükler rekabet gücünü olumsuz etkilemekte, trafik sapmalarına, hatta pazara girişte engellere yol açmakta.
Örneğin...
Dış ticaret uygulamasında, kimi aracılar sahneye çıkmakta ve çeşitli adlar altında ithalatçı veya ihracatçıdan bedeller talep etmekte. Bu ücretlerin başlıcaları şöyle sıralanmakta:
Demem o ki...
Gümrüklü sahada kontrol ve denetime tabi işlerde özel aracıların rolü ile bu şirketlerce yürütülen işlemlerin gerekliğinin yeniden ele alınması ve ücret tarifesinin makul esaslara bağlanması ihtiyacı gün gibi ortada.
Olayın, ülkeden döviz çıkışı ile ilgili bir yönü daha var. İşin erbabının anlatımı ise şu şekilde:
Gümrük memuru görevi gereği ithal edilen malı görmek ister. İthalatçı tam da bu noktada gümrükteki depocuya para ödemek zorunda bırakılır. Aslında depocu ile bazı taşıyıcılar (!) uyumlu eylem içine girer. Taşıyıcı, depocuya der ki "Alıcıya malı hemen verme. Gelsin bana ücret ödesin. Hatta bunu döviz olarak ödesin. Ben de sana pay vereyim. Bu ekstra ücreti, taşıma masrafı diye yurtdışına göndereceğim. Sen de orada bir hesap aç, payını al!"
İşte "dolaştırma" olarak da tabir edilen, haksız veya gereksiz alınan bu tutarların yıllık yaklaşık 4 milyar doları bulduğu ve ülkede kalmadığı hesaplanıyor.
Haliyle...
Mallar bu şekilde yüksek maliyetlerle ülkeye girdiği için bilhassa ihraç ürünlerinde kullanılan ithal girdilerin faturası suni biçimde kabarıyor. İhracatçının kar marjı ve rakipleriyle başa çıkma gücü azalıyor. İç piyasada benzer malı üretenler de "İthal mal o fiyata geliyorsa ben de malımı aynı fiyattan iç piyasaya vereyim" diyor. Yani rekabet yerine, balon oluşuyor. Türkiye kaybediyor!
Netice olarak...
İşlem ücretlerini; sayısını azaltarak ve insaflı tarifeyle devlet almalı, kaynaklarımız da yurtdışına akmamalı!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)
- Başkentte güncellenen Trump Dosyası... (07.11.2024)