Güçlenerek çıkacağız
SSB'nin doğrudan satın aldığı pek bir şey yok. SSB olarak güvenlik güçlerimizin ihtiyaç duyduğu bir projeyi olgunlaştırıyor, ihalesini yapıyor, ana yükleniciye veriyor, sonrasında takip ediyoruz. Doğrudan alımları ana yükleniciler yapıyor. Bu şirketler de yaptırım kapsamında değil. MSB ise envanterindeki ürünlerin bakım-onarımı için çeşitli alımlar yapıyor. Bunlarda da bir sıkıntı yok. Bu karar, Türkiye'ye yaptırım demek değil. Karar SSB'yi, beni ve ekibimden 3 arkadaşımı kapsıyor. MSB ve savunma sektörümüz bu kapsama girmiyor.
O yorumları gerçekçi bulmuyorum. Açıklanan yaptırım çerçevesinde olacak bir şey değil. Bunun ötesinde bir uygulama ve niyet varsa o başka bir şey. Uzunca bir süredir yavaşlatma ve engelleme uygulamaları zaten vardı. Geçmişte İHA kameraları ve akıllı bombalar istediğimizde vermediler veya ihracat izinlerini uzattılar. Ne oldu? Biz kendimiz yaptık.
YERLİLEŞTİRMEYE YÖNELDİK
Gidildi ve her zaman gidilebilir. Ondan ziyade, verilmeyen o ürünlere yönelik Ar-Ge çalışmaları ve yerlileştirmeye yöneldik.
Alınamayan bir ürün varsa yerlileştirmeye devam edeceğiz. Yerlileşmenin başlangıçta maliyeti olacak ama ileriye baktığımızda onu da maliyet değil kazanç olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle savunma sanayiimiz bu süreçten de güçlenerek çıkacaktır.
Süreci herkes biliyor. Neden S-400 almak durumunda kaldığımızı defalarca anlattık. Aldıktan sonra orta yol bulmakla ilgili çok konuştuk. "Bunun NATO'ya ne zararı olur? Analiz yapalım, bize izah edin" dedik. Sonuçta bu sistem alındı ve MSB'ye verildi. Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi açık ve net. Biz, S-400'ün imzasını 2017 öncesinde attık, bu anlamda yaptırım kapsamına da girmemesi gerekiyor. Ancak sürecin imza sonrası adımlarının yaptırım gereken işlemler sınıfına gireceği iddiası ile bu karar alındı.
PARÇA ÜRETİMİNE DEVAM EDİLİYOR
CAATSA'da, en azından kendi iç hukuklarını işlettikleri gibi bir mantığa dayanan iddiaları var. F-35'te ise yaptıkları kendi iç hukuklarına bile aykırı. Hukuki çalışmalarımız sürüyor. Türkiye program ortağı olarak üzerine düşeni her zaman yaptı. An itibarıyla Türk şirketleri de parça üretimine devam ediyor.
Milli Muharip Uçak (MMU) rayında ilerliyor. 2023 yılında hangardan çıkarıp bütün dünyaya nasıl bir uçak olacağını göstereceğiz. Ardından bir dizi test ve sonrasında uçuş olacak. Uçağın tasarımı konusunda British Aerospace'ten mühendislik desteği almak üzere anlaştık. Rolls Royce Türkiye'de kurduğu ortak iş platformu kanalıyla motor tasarlayıp üretmeyi teklif etti. Ancak bu teklifte fonlama, fikri mülkiyet ve üretim haklarının detaylarında bazı anlaşmazlıklar oldu. Biz, yerli şirket olarak kurduğumuz TR Motor üzerinden de tasarım çalışmalarını başlattık. Uçağın test prototipleri dünyada mevcut iki motor üzerinden yapılacak. Bunlar planlanan milli tasarım yerli motora temel bazı özellikler açısından yakın motorlar olduğu için seçildi.
Eski uçak yoktur, bakımsız uçak vardır. Uçaklarımızı modernize ediyoruz. Mevcut İHA'larımızın yanında, ağır mühimmat taşıyan, havadan havaya füze atan İHA'larımız yakında geliyor. Ayrıca MİUS dediğimiz insansız jet motorlu uçak projemiz olacak. Hürjet ve ileri modellerinin de daha erken hizmete girmesi mümkün.
ŞİRKETLER AÇISINDAN SIKINTI YOK
Yaptırımlar doğrudan başkanlığımızı hedef alıyor. F-16'ların kullanımda parçalarını zaten yüklenicilerimiz alıyor. Onlarda bir sorun yok. Ama meseleyi keyfiliğe götürüp, "Şu parçayı vermem, bu üründe ihraç izni verme sürecini uzatırım" vs derlerse o başka. O dediğiniz hasmane bir tutum olur. Bu karar onu öngörmüyor.
Eximbank kararı da SSB'yi muhatap alıyor. SSB'nin, US Exim üzerinden yaptığı bir işlem yok zaten. Projelerimiz ve savunma sanayi şirketlerimiz açısından bir sıkıntı yok bu konuda.
YAPTIRIMDAN SONRA TRAFİĞİMİZ ARTTI
Yaptırım kararından sonra trafiğimiz daha da arttı. Ukrayna, Belarus ve Endonezya ile bakanlar seviyesinde önemli anlaşmalar imzaladık. Tunus'a İHA satışımız oldu. Almanya, Japonya ve Pakistan'dan heyetlerle görüştük. Savunma sanayii diplomasimiz hız kesmiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)
- Başkentte güncellenen Trump Dosyası... (07.11.2024)
- Kayyum kararları ve arka planı... (05.11.2024)
- CHP-DEM... Birliktelik yapay, hesaplaşma gerçek! (02.11.2024)