Bir ülkede, birinci muhalefet partisinin genel başkanı güya,
"siyaset yapıyorum iddiası" ile o ülkenin cumhurbaşkanı için
"Milli güvenlik sorunudur" diyebilecek kadar akıl tutulması yaşıyorsa, bizzat o isim
"demokrasi sorunu" haline gelmiş demektir.
Bugünlerde, CHP'deki siyasi bilinçaltının dışa vurumu, tam anlamıyla nefret diline dönüşmüş durumdadır. Ve büyük talihsizliktir.
CHP Mersin Milletvekili
Ali Mahir Başarır'ın, Arifiye'deki tank paleti fabrikasının
kiralanması sürecini,
"Türk ordusu satılmıştır" diye nitelendirecek kadar
gözünü karartması, esasen Halk Partisi
içindeki muhakeme biçiminin kamuoyu
ile paylaşılmasından ibarettir. Sonradan o
ifadesini düzeltmeye çalışması,
arkasındaki zihni kodun değiştiği anlamına gelmemektedir.
Şimdi burada yeniden yeniden izah edilmesi gereken konu,
"milli tank projesi" ile ilgilidir.
Türkiye'nin, yerli teknoloji ile kendi tankını üretme kararı alması stratejik bir hamledir.
Düne kadar Almanya ve ABD'den tedarik edilen tankların modernizasyonu için
Berlin'e ve Tel Aviv'e ödenen bedeller, kritik harekatlar sırasında uygulanan ambargolar unutulmamalıdır!
"Altay Tankı"nın geliştirilmesi aşamasında devletimiz, savunma sanayi imkanları ile 1 milyar dolara yakın maliyeti üstlenmiştir.
250 tankın üretimini, tamir ve bakımını kapsayan paket,
yarım yüzyıllık geleceği ilgilendirmektedir.
Milli tank üretimi için prototipi ortaya çıkaran firma da dahil olmak üzere üç teklif üzerinden gidilmiştir. Başlangıçta üretim önceliği olan firma, tank başına 17 milyon Euro önerirken, nihai olarak ihaleyi üstlenen firma 9 milyon Euro'ya bu işi yapabileceğini taahhüt etmiştir.
Prototipi geliştiren firmaya, Arifiye'deki 1. Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü'ndeki tesislerden yararlanabileceği belirtilmiş, daha sonra bu imkan ihaleyi alan firmaya da tanınmıştır.
Arifiye'de tank üretilmemektedir. Tankın 36 bin parçası içinden paletinin ve optik sistemlerinin üretimi ile motor bakımı yapılmaktadır.
Arifiye'deki tesislerde bir ara Fırtına obüsleri imal edilmiş ama Almanlar, motor vermeyi kesince bu üretim de durmuştur.
Tank paleti fabrikasının mülkiyeti, MSB'ye bağlı Askeri Fabrika ve Tersane İşletme AŞ'ye aittir. Tesis, 25 yıllığına ve 50 milyon dolar yatırım yapılması kaydı ile milli tankı üretecek firmaya kiralanmıştır.
Yani satış yapılmamıştır.
Tank projesini üstlenen ana şirketin yüzde 51 hissesi Türk sermayesine, yüzde 49'u Katarlılara aittir. Ancak, Arifiye'deki fabrikanın işletmesi için ayrıca bir şirket kurulmuştur.
Bu şirketin yönetiminde Katarlılar yoktur. Tesisin müdürü de önceki dönem görev yapan bir emekli albaydır.
Tank teknolojisinin kalbi motordur. En az 1500 beygir güç üreten motor kabiliyeti birkaç ülkenin tekelindedir. Örneğin Korelilerin teknolojisi bile Almanya'dan uyarlamadır ve kullanımı izne tabidir. Nitekim bu ülkeyle işbirliği de teknolojik tekel nedeni ile istenildiği kadar ilerlememiştir.
Arifiye'de 18 ay içinde yerli teknolojiye ait motorun da kullanıldığı ilk etapta 40 tankın üretimi gerçekleşecektir. Bu arada, 1000 beygir motor gücü gerektiren Fırtına obüslerinin üretimine de yerli kapasite ile yeniden başlanmak üzeredir.
Özetle...
Milli tank projesi stratejiktir. Engelleyeni çoktur.
Projeye gövdesini uzatan her kim olursa devlet desteğini hak eder. Yeter ki firmaca verilen sözler tutulsun, yüz ağartan işlerin yapıldığı gösterilsin!