Asırlık kazanım mı tarihi patinaj mı?
Bir yandan pandemi şokuna karşı direnç gösteren ekonominin 2020 bilançosu çıkarılıyor, diğer yandan da 2021 yılı ve sonrası için hesaplar güncelleniyor.
Ekonomiyi merkeze alan bu çalışmalarla eş zamanlı olarak diplomatik sahada da açık ve örtülü seri görüşmeler gerçekleştiriliyor.
Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, Irak üzerinden kurulan denklemin ulusal çıkarları doğrudan bağladığı dikkate alındığında, ekonomik açıdan kritik bir husus özellikle gözetiliyor.
Nedir o?
"Ekonomi üzerinden siyasi alanı düzenlemeyi düşleyenlerin faaliyetleri."
Bir başka ifade ile bugünkü hazırlıkların teması çok net:
"Türkiye'nin bağımsız siyaset uygulayabilmesi için ekonominin tehdit olarak kullanılabilir olmaktan çıkarılması lazım!"
Evet...
Türkiye ne zaman derlenip toparlansa, şöyle bir etrafına bakınsa...
Tarihi ve doğal haklarının peşine düşse...
Ya ekonomik operasyona maruz bırakılıyor ya da toplumsal fay hatları tetikleniyor.
Tıpkı...
Bir asır önce olduğu gibi...
Memleketin kaderini tayin edecek mücadeleler verilirken, tüm enerjinin içeride tüketileceği bir senaryo sahneye konuluveriyor.
Kuşkusuz...
Türk devlet aklı yakın ve uzun vadeli tehdit türlerini dikkate alıyor, tedbirler üzerinde duruyor.
Aynı şekilde...
Gezi'yi, 17-25 Aralık kurgusunu ve 15 Temmuz hain darbe girişimini yaşamış, tamamına karşı duruş sergilemiş bu millet, hatırı sayılır çoğunluğu ile tuzakları bozma iradesini muhafaza ediyor.
Tabii bu arada...
Milletin sosyo-ekonomik açıdan soluklandırılması, içeride ve dışarıda tezgahlanan oyunlar yüzünden ilave bedeller ödenmemesi için büyük gayret gösteriliyor.
Bir başka anlatımla...
- Türkiye, hassas bir diplomasi ve çeşitlendirilmiş işbirlikleri ile karşı bloğu ayrıştırmaya başlıyor.
- Duygusal değil, stratejik saikle hareket ediyor.
- Arka kapı diplomasisini rasyonel çizgide tüm ülkelerle işletebiliyor.
Ve bütün bunları...
- Dünyanın sayılı ve kıdemli liderlerden birine sahip olmanın avantajı ile sahaya yansıtıyor.
Özetle...
Yeni bir dünya kuruluyor.
Eski dünya düzeninin sahipleri ise yeni dengelerde Türkiye'nin oynayabileceği rolü öngördükleri için bu gücü frenleme adına her türlü kozu kullanıyor.
Üstelik, iktidara gelme uğruna, "tekliflere açık görünen" muhalif odaklar da bu sürece eşlik ediyor.
Artık küresel dönüşüm kavşağına girmiş bulunuyoruz.
Ya asırlık kazanımların arifesinde olduğumuz bilinci ile hareket edeceğiz...
Ya da tarihi patinaja gireceğiz!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)
- Başkentte güncellenen Trump Dosyası... (07.11.2024)