Emekli paşalar sendromu!
Dedikodu ile amel edecek değiliz. Hele ki TSK'nın Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz'de hayati rol üstlendiği bugünlerde. Ama duyumlarımızı özetlemekte beis görmüyorum. Bir süredir Ankara'da, emekli generaller ve temaslarına dair konuşmalara tanık oluyorum. Meseleyi en uç senaryoya taşımayı gerektirecek done elimizde bulunmadığı için iki hususa işaret etmekle yetiniyorum.
1. grupta Ergenekon yargılamalarından geçmiş, dünle hesaplaşmasını FETÖ üzerinden yapmak yerine negatif enerjisini iktidarın üzerine boşaltmaya çalışan, bilhassa CHP içindeki bir klikle paslaşanların yer aldığı söyleniyor.
2. grupta ise 15 Temmuz darbe girişimi sonrası TSK'nın sivil otoritenin emrine girmesini hazmedemeyen, vesayet günlerini özleyenlerin konumlandığı anlatılıyor.
Umulur ki yasasındaki değişiklikten sonra MİT, bu tür iddiaları da titizlikle analiz ediyordur.
***
Halka dokunma, merhamet, vicdan...
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmesinin, kamuoyu genelinde somut olarak hissedildiği yer ve an neresi oldu?" diye sorulsa, "Elazığ- Malatya depremi sonrasında gösterilen siyasi performanstır" derim. İçişleri, Sağlık, Çevre ve Şehircilik Bakanları müthiş bir koordinasyonla teşekkürü hak eden işlere imza attılar.
Ben bugün, Sağlık Bakanlığı'na ayrı bir parantez açmak istiyorum. Sn Fahrettin Koca'nın, hekimlikten gelmenin de hassasiyetiyle deprem bölgesine "kanamalı hasta" gibi yaklaştığını biliyorum. Yani, olayın sıcaklığı içinde öncelik, vatandaşın şoku atlatmasına yardımcı olmak, devletin şefkatini yansıtmak, barınma ve yiyecek ihtiyacını karşılamak ve en mühimi de kimsenin ayrıma tabi tutulmadığını göstermektir.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, milleti önceleyen tutumu ile hem deprem bölgesine süratle gitmesi hem de üç bakanını görevlendirmesi bir yandan özlenen AK Parti halkla ilişkiler gücünün canlanmasını sağladı diğer yandan da sahanın muhalif unsurlarca manipüle edilmesinin önüne geçti.
Depremin ilk saatlerinden itibaren enkaz altından canlar kurtarılırken aynı zamanda hayatın devamlılığı gözetildi. Çadır, battaniye, ısıtıcı bekleyen vatandaşa kaç tane ihtiyacı olduğu sorgulanmadan istediği kadarı verildi. Olayın sıcaklığı henüz devam ederken depremzedelere barınacak sıcak yer, aş temin edilmesi psikolojiyi toparladı. Alevi yurttaşların dernekleri ve köyleri özenle ele alındı. Gıda kolisi talebi, bakanlar daha oradan ayrılmadan karşılandı. Şehir Hastanesi'ne ulaşımı sorunlu olan mahallelinin dışlandığına dair yakınmaları ciddiye alındı, ihmal edilen yol yapımı programlandı. Öğrencilere burs, ihtiyaç sahibi ailelere toplum yararına çalışma imkanı sağlandı.
Özetle...
Vatandaşa dokunmanın sihri, merhamet ve adaletle muamelenin ahlaki üstünlüğü, vicdanın sesini dinlemenin tesiriyle, bir büyük sınavın ilk merhalesi geçildi. Şimdi sıra, hızlı ve etkin karar almayı sağlayan bu yönetim sisteminin dayanıklı konutları, uygun ödeme planı ile teslim etmesine geldi. Van depreminin ardından devletin emeklerini yer yer heba ettiren küçük detayların yarattığı büyük sonuçların Elazığ ve Malatya uygulamasında ezber bozması dileğiyle!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)