ABD Suriye Özel Temsilcisi
James Jeffrey ve heyetinde bulunan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı
Matthew Palmer'ın Ankara ziyareti, güncel bakımdan özel değerlendirmeyi hak ediyor.
Türkiye ile Rusya arasında gelişen özellikli ilişkilerin son günlerde İdlib bağlamında krizli seyretmesi acaba ABD için ne anlam ifade ediyor?
Amerikan tarafı zamanlama olarak Türkiye'ye taktik bir açılım mı yapıyor yoksa stratejik başka planlamaların mı içinde?
Dün sabah, üst düzey Amerikalı yetkililerle gerçekleştirdiğimiz kahvaltılı sohbet toplantısı bu noktada epeyce fikir edinmemizi sağladı. İzlenim olarak aktarmak gerekirse...
Amerikalılar, Türkiye'yi ısrarlı bir şekilde
"NATO müttefikimiz ve ortağımız" diye tanımlıyorlar.
"Her ziyaretimiz stratejik anlam taşır" demeye
getiriyorlar.
Rusya ve İran'ın
Suriye'deki varlığına karşı
çıkarken örneğin Türk askerinin
Suriye'de bulunmasını
bölgesel istikrar ve güvenlik adına
gerekli bulduklarını söylüyorlar.
İdlib'ten sonra sıranın, Deyr el
Zor ve Fırat Nehri'nin doğusundaki
ABD askeri konuşlanmasına gelip
gelmeyeceği hususunda dikkatli bir
dil kullanıyorlar. Buralardaki bulunuşlarını,
DEAŞ'ın petrol kaynaklarına
sahip olmaması için bir tür
"bekçilik" gibi gösteriyorlar. Başkan
Trump'ın Suriye'den çekilme planını
hatırlatıp, gerekirse kendilerini koruyacak
güce sahip olduklarının altını
çiziyorlar. Yani, Suriye siyasi çözüme
kavuşana kadar sahada kalma niyetlerini
inkar etmiyorlar.
Türk-Rus ilişkilerinde sorunlu
pek çok alan olduğunu, bunların su
üstüne çıkacağını ve iki ülke arasında
gerilimin artacağını öngörüyorlar
veya bu temenniyi
dışa vuruyorlar. Rusların
anlaşmalara bağlı kalmadığını
sadece konjonktürel fırsata
çevirdiğini ileri sürüp,
"Bu iş, domates ihracatı veya turizmle açıklanamayacak kadar zorlu" diyorlar.
YPG terör örgütü ile ABD'nin,
Suriye sahasındaki işbirliğinin nitelik
değiştireceğine dair bir işaret vermedikleri
gibi FETÖ'yü de yabancı
terör örgütü olarak adlandıramadıklarını
yineliyorlar.
S 400 ile F 35 sisteminin aynı
anda çalışamayacağını savunup,
"Bu sistemi aktive etmezseniz, ilişkilerimizin önü açılır, 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmak için ivme oluşur" mealinde
çerçeve çiziyorlar.
Özetle...Amerikalılar, bu yılki Başkanlık seçimlerini atlatana kadar Türkiye ile mesafeyi daraltmayı, Ankara-Moskova hattının ise gevşemesini umuyorlar.