Zihni detoks veya siyasi karantina...
Libya krizi, Doğu Akdeniz gerilimi, deprem fırtınaları, İdlib'deki büyük oyun ve verdiğimiz şehitler, kutsal Kudüs'ün ilhakının hüznü, Van Bahçesaray'da metrelerce kar altında yüreklerimizi yakan can kayıpları...
Her seferinde, "Allah beterinden saklasın" diyor, rahmet ve acil şifalar dileklerimizi paylaşıyoruz. "Yüce Mevlâm, devlete ve millete zeval vermesin" diye dua ediyoruz. Binlerce yıldır, büyük sınamalara sahne olan Anadolu ve Ortadoğu coğrafyası, bizim nesle denk gelen bu dönemde yine tarihi imtihanlardan geçiyor. Milli dayanışmanın ortak paydası her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. İşte bu noktadan hareketle, memleketi idare edenler ağır sorumluluk altında iken Ankara'da hız kazanan kimi faaliyetlerin anlamsızlığına değinmek istiyorum.
Konuyu da AK Parti ve çevresine odaklıyorum.
***
Baştan belirteyim...AK Parti mevcut zorlu şartlar altında, "liderlik gücü ve milletteki karşılığı" ile yol alıyor.
Yani...
Başkan Tayyip Erdoğan'a içeriden yönelen yorum ve eleştiriler bile ancak ve ancak Erdoğanlı siyasi denklemlerde anlam kazanabiliyor.
Bir başka anlatımla...
Erdoğan'a tepkisellik içinde yaklaşan, sitem eden, beklentisini yansıtan veya küsenler var ise işte onların tamamına yakını sadece Erdoğan'ın sürükleyici gücü sayesinde politik açıdan varlığını sürdürebiliyor.
Gerçekçi olmak gerekirse...
Erdoğan'ın, bu dava etrafında topladığı isimlerin çoğu, AK Parti'nin kuruluşu öncesinde devlet makamlarını hayal bile edemezlerdi. Evet emek verdiler, çaba sarf ettiler. Ama Erdoğan markasıyla birlikte belediye başkanı, milletvekili, bakan yardımcısı, bakan, başbakan, meclis başkanı oldular. Dünyayı gördüler, kendilerini geliştirdiler.
Haliyle tecrübe de kazandılar. Ve bu birikimden yararlanılması arzusundalar.
Buraya kadar anlayışla karşılanabilecek insani refleksler söz konusu.
Lakin...
Parti kadroları bir yandan yenilenirken diğer yandan kıdemli isimlerin onore edilmesi her an mükemmel bir dengede gerçekleşmeyebiliyor.
Tam da bu gerekçe ile AK Parti'de, bünyesel check up yapılması, bir ihtiyaçtan öte zorunluluk haline geliyor.
Bu gözle meseleye yaklaştığımızda...
Bilhassa siyasi kademe ilerlemesi almış isimlerin; gençleri, teşkilatları motive etmesi, deyim yerindeyse bir tür bıkkınlık görüntüsü ile heveslerini kırmaktan kaçınmaları gerekiyor.
Tekrar ediyorum...
Yılların gayretine saygı, hatıraya hürmet, deneyimden istifadeye amenna. Bu vesile ile daha fazla kanal açılmalı, mümkünse Cumhurbaşkanı nabzı daha yakından hissetmeli, buna eyvallah.
Ancaak...
AK Parti içinde "siyasi detoks" formülü de uygulanmalı. Bilhassa bireysel bazda yapılacak iç muhasebe ile siyasi toksinlerden arınma fırsatı kullanılmalı.
Veya...
"Siyasi karantina" seçeneği de gündeme alınarak, ortamın enfekte edilmesi önlenmeli!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)