Dışarıda, büyük sınamalar... İçeride, sinsi kurgular...
Bugün Türkiye, Doğu Akdeniz'de, anasının ak sütü kadar helal olan enerji kaynaklarına dair haklarını korumak için varlığını ortaya koyuyorsa bunu çok önemsemek lazım. Bir asır sonrasından bugünlere bakanların, "müthiş" diye nitelendirecekleri kararların alındığı tarihi süreçlerden geçiyoruz. Ve böylesine kritik bir kavşakta, pek çok sınama ile karşı karşıyayız.
Yani teyakkuzu elden bırakmamak gerek.
Ve belki de çok daha önemlisi...
Görünür kimliklerin, açık ve örtülü işbirliklerinin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dikkatinden asla kaçmaması gereken "FETÖ Dosyası"nın içini boşaltma gayretleri hız kesmiyor.
Evet...
OHAL uygulamaları farklı niyet ve gerekçelerle eleştirildi.
Derken, olağan döneme geçildi.
Ancak legal görünümlü illegal yapılarla mücadelede, olağanüstü yetkileri en az 3 yıl daha kullanma gereği de tescil edildi.
Halihazırda ardışık aramalara ve yeni ByLock kayıtlarına dayanılarak TSK'daki kripto isimlerin ayıklanmasına dair çabalara Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun kararları eşlik etmekte, emniyette ve kamu idaresinde bir iki tekil örnek dışında dinamik bir irade gözlenmemekte.
Aksine, adeta motivasyon kaybı yaşanmakta. FETÖ bulaşıkları bir vesile ile yeniden sahneye çıkmakta. İlginç referansları ileri sürerek, kendilerine devlette yeni alanlar açmaya uğraşmakta.
FETÖ'nün güç merkezlerine diyet borcu olduğu kanaati uyandıran figürler, kurum ve birey bazında temas trafiklerine girmekte.
Ve maalesef gidişat, darbeyi planlayıp uygulayan, masumları katleden FETÖ'cüler dışındaki kitleden, bu mücadeleye baş koymuş insanların "pardon" demesi istenecek kulvarlara taşınmakta.
Kuşkusuz kişisel gözlem, duyum ve tespitlerimiz bir yere kadar mana ifade eder.
İşte tam da bu nedenle Devlet Denetleme Kurulu'nun, FETÖ ile mücadelede gelinen nokta, alınan mesafe, mücadele azmi ve geleceğe yönelik tedbirler adına güncel durum tespiti yapmasında büyük fayda var. Türkiye, zorlu anlarda gösterdiği kararlılığı normalleşme döneminde sürdüremezse, ödenen bedellerin değeri azalacağı gibi, mücadele verecek kahramanları bulması da güçleşir.
Her şeyi Cumhurbaşkanı'ndan beklemek yerine, Başkan'ın oluşturduğu çerçevenin içini dolduracak şekilde hareket edilmesi, işin özünü oluşturmaktadır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bakan Fidan... Ve satır arası okumaları (26.11.2024)
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Nükleer savaş riski var, şaka değil (24.11.2024)
- Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı! (23.11.2024)
- Ekonomiye dair kısa Notlar... (21.11.2024)
- Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... (20.11.2024)
- G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... (19.11.2024)
- AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! (16.11.2024)
- Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? (14.11.2024)
- Geleceğe hazırlanmak… (12.11.2024)
- MİT, belediye takip eder mi? (09.11.2024)