Küresel sistemin dayatmaları ve Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı meydan okumalar her alanda yenilikçi çözümler üretmeyi, ezber bozan yaklaşımları zorunlu kılıyor.
Örneğin, Türkiye ekonomisinin, global piyasalarda bir oyuncu olduğu kadar oyun kurucu olmayı da düşünmesi gerekiyor. Ki faiz meselesi bunların başında geliyor. Para maliyetinin insanlık üzerinde oluşturduğu külfet, yol açtığı gelir dağılımı adaletsizlikleri pek çok ülkenin ağır bedellere katlanması ile sonuçlanıyor. Haliyle... Devletler, alternatif ödeme kanalları oluşturmaya, rezerv para olarak kullanılan ABD Doları'nı by-pass etmeye, faiz yerine risk paylaşımını esas alan modeller geliştirmeye yöneliyor. Yani...
Uluslararası piyasaların, 2. Dünya savaşı sonrası şekillenen ve artık sürdürülemez hale gelen kural ve kurumları göz önünde tutulurken, yeni dünya düzeni arayışlarına duyarlı olmaktan ve hatta aksiyon almaktan başka çare bulunmuyor. Bu tarz bir yaklaşım, iyi eğitimli, özgüvenli, küresel donanımda yetişmiş, aynı zamanda yerli ve milli kimliği pekişmiş nesiller yetiştirilmesini kaçınılmaz kılıyor.
Dün "yeni eğitim yılı"nın başlaması dolayısıyla Sn Cumhurbaşkanı'nın değindiği hususlar ile öncesinde Marmara Üniversitesi'nde "AlternatifFinansta Yeni Ufuklar" konulu programda vurguladığı başlıklar bir ortak paydada buluşuyor.
2030'ların, 2050'lerin dünyasında rol alacak kuşaklar, bugünkünden çok farklı koşulları yönetmek, daha kompleks sorunları çözmek için çabalayacaklar. Bu realite onları, eğitimle kabuğunu kıran, dünyadaki akranları ile rekabet edebilen, yerleşik sistemlerin katılıklarına karşı koyan, çağın gerekleri ile uyumlu formüller üreten bireyler olmalarını sağlayacak.
Halihazırda Türkiye ekonomisinin üstesinden gelmeye çalıştığı problemler, ülkeyi idare edenlerin elindeki araçlarla çözülebilecek bölümler içerdiği gibi dış şartlara bağlı olan ve maalesef mecburi bedel ödemeyi gerektiren faktörlerden de kaynaklanıyor. Ama... Bizde mesele, kabine mi değişiyor, hangi bakan gelip hangisi gidiyor noktasına indirgendikçe, küçük çıkar gruplarının öncelikleri memleketin önceliği gibi algılandıkça, ideolojik farklılıklar keskin kutuplaşmaya dönüştükçe hakiki manada neticeye ulaşılamıyor. Bedel ödeme demişken...
Bu vesile ile belirtmek isterim ki... Çocuklarını terör şebekesinden kurtarmaya çalışan, dağdan çekip çıkarma mücadelesi veren annelerin duruşu takdire şayandır. Terörle arasına mesafe koymayan, örgüte eleman devşiren HDP il teşkilatı tam anlamıyla suçüstü halde yakalanmış, o gariban annelerin sessiz çığlığı karşısında hakiki yüzü ile deşifre olmuştur. Ana yüreğiningücü, teröristleri etkisizleştirmekiçin verilen askeri mücadelenin degücüne güç katmıştır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.