FETÖ... Bilanço... Şehir efsaneleri...

Meselenin şehir efsanesi olmaktan çıkması veya tekil örneklerden genelleme yapılma hatasına düşülmemesi için yeniden ele alınmasında fayda var. Zira, yakın zamana dek FETÖ ile iltisaklı bir kişi ya da kuruluş adına değil inisiyatif almak, aynı cümle içinde isminin geçmesinden imtina edenlerde dahi bir davranış değişikliği başladığı anlatılıyor.
Evet...
FETÖ ile mücadelenin, sayısal yönü aşan sosyo-ekonomik bilançosunun çıkarılmasına ve mücadelenin sürdürülebilirliğini teminat altına alacak yaklaşımlara ihtiyaç var.
Halihazırda, ByLock gizli yazışma programının deşifresi, ankesörlü telefonla ardışık arama zincirinden tespit edilenlerin ayıklanması, itirafçı beyanlarına dayalı somut bulgular dışında FETÖ organizmasına yönelik olarak bir de Maarif Vakfı eliyle yurtdışındaki okul yapılanmasına dönük çalışmalar söz konusu. FETÖ bağlantısı nedeni ile kamudan ihraç edilenlerin dosyalarının tek tek incelendiği komisyonun çalışması ise at izini it izinden ayrıştırma çabası olarak devam ediyor.
Buna karşın, FETÖ bulaşığı iş insanları ya da bürokratların, ailelerinin günlük hayattaki durumları, yaşananlardan ders alıp almadıkları, yeniden toparlanıp toparlanmadıkları, cezaevlerindeki örgüt mensuplarının açık-örtülü dayanışma geliştirip geliştirmedikleri, kamu sistemindeki kripto unsurların varlığı masaya yatırılmak zorunda.

Kainatın nizamı karşısında insan!

Dün, Cuma Hutbesi'nde...
Dendi ki...
Kur'an-ı Kerim'in insanlığa şöyle bir çağrısı vardır:
"Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın." Tabiata sorumsuzca müdahale eden, kendi menfaati için ormanları kesen, suyu ve havayı zehirleyen, toprağı kurutan insanoğlu, yeryüzünde dengeleri bozmaktadır.
Afetlerin kötü neticelerinin önemli bir kısmı bizim hata ve ihmallerimiz sebebiyledir.
Nitekim Yüce Rabbimiz bu hususta şöyle buyurur:
"Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar." Bu vesileyle 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin 20. yıldönümünde hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum.
Bir musibet yaşamadan çevremize karşı sorumluluklarımızın gereğini yerine getiren insanlar olmamızı temenni ediyorum.

Başarı öyküleri...

Hafta içindeki bir yazımda, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı kuruluşlarda koruma ve bakım altında bulunan gençlere sahip çıkılmasından bahsetmiştim. Bakın o gençlerden bu yıl 171'i lisans, 164'ü de ön lisans programlarına yerleşti.
ODTÜ, Hacettepe, Ankara, Uludağ, Yıldız Teknik, Dokuz Eylül, Karadeniz Teknik, Kocaeli, Sakarya, Pamukkale, Nevşehir Hacı Bektaş, Necmettin Erbakan, Tekirdağ Namık Kemal üniversitelerinde, siyaset bilimi kamu yönetimi, bilgisayar, elektrik- elektronik, moleküler biyoloji ve genetik, gazetecilik, öğretmenlik, güzel sanatlar okuyacaklar.
Bu başarı öyküleri, o hayatlara dokunan her bir yürek için iki cihanda da aziz olmak demek!